Oldukça gergin bir atmosferin, muhalefet partilerine uygulanan ambargolarla dolu adaletsiz ve özgür olmayan bir seçimin daha sonuna gelmiş bulunmaktayız. Parti liderleri seçimleri kendilerine göre başarı ya da başarısızlık olarak değerlendirirken bana göre seçimin kazananı;
-Askerlik yan gelip yatma yeri değildir denmesine,
-Balyoz, Ergenekon gibi davalardan tutuklanıp suçsuz yere cezaevlerinde yatanlara,
-Yapılan haksızlığa yenik düşerek hayata gözlerini yumanlara,
-Askeri okullarda okuyan ve gelecekleri ellerinden alınan onca gence,
-Sanata ve sanatçıya vurulan prangalara,
-Montaj olduğu açıklanan ses kayıtlarına!
-Ayakkabı kutularından çıkan kutu kutu paralara!
-Bakan ve çocuklarının sahip oldukları mal, mülk veya gemiciklere,
-Soma’da kömür madeninin çökmesi sonucunda hayatını kaybeden 301 madenciye,
-Asansör arızası yüzünden hayatını kaybeden ancak bu işin fıtratında var diyenlere,
-15 Temmuz sonrası FETÖ tarafından kandırıldıklarını söyleyenlere,
-Çözüm sürecinde Habur sınır kapısında kurulan çadır mahkemelerine,
-PKK’lı teröristlerin davul zurnayla karşılanmasına,
-‘Paçalarından yolsuzluk akıyor, Ey Recep Tayyip Erdoğan, boyun eydin, emir eri oldun, milletin ümitlerini boşa çıkardın, Bu ülkenin herkese çatan ve kaos yaratan bir Başbakanı var’ diyen Süleyman Soylu’ya,
-İsrail en büyük zaferini AKP sayesinde kazandı. AKP Harun olmaya geldi, Karun oldu. Biz AKP gibi firavunlaşmayacağız’ diyen Numan Kurtulmuş’a,
-Recep Tayyip Erdoğan’a ‘şerefsiz’ demesine rağmen seçimde ittifak yapan Devlet Bahçeli’ye,
-Altın, euro, doların artmasına Türk lirasının ise her geçen gün kaybetmesine,
-Patates, soğan gibi besin maddelerinin tavan fiyatlarda olmasına,
-Asgari ücretle geçimini sağlayamayan ortalama 5 kişilik aileye sahip insanlara,
-Eğitim sistemindeki yap bozlara,
-Güvenilir olmayan sınav sistemine,
-Atanamayan binlerce öğretmene,
-İşsiz kalan üniversite mezunlarına,
-Her fırsatta Atatürk düşmanlığı sergileyen devlet görevlilerine,
-Halktan alınan vergilerle yaptırılan köprülerden geçiş fiyatlarının çokluğuna,
-16 yıldır iktidarda olmalarına,
-Yaklaşık 4 milyon geçersiz oy olmasına rağmen bunları inceleme gereği bile duymayan muhalefete,
-Yandaş, akraba ve kendi çıkarları için katlettikleri ormanlara,
-Kendilerinden olmayan kimselerin hayatına, aklına, fikrine saygı duyulmamasına,
-Düşünce özgürlüğünün dahi olmamasına,
-Eyyy İsrail, Eyyy Amerika, Eyyy Almanya diyerek başlayan ‘Biz yapacağımızı biliriz’ cümleleriyle devam edilen ancak hiçbir şey yapılmayan politikalara,
-Yönettiği ülkesinde açlıktan ölen minik bedenlere,
-Kadına, çocuğa, hayvana; şiddet, tecavüz ve taciz gibi olaylarda caydırıcı kanunlar çıkarmamalarına;
rağmen getirdikleri sistemin ilk başkanı olan Recep Tayyip Erdoğan % 52.38 oyla kazanırken, 42.56’lık oy oranı ile de Meclis’e 295 milletvekilini sokmayı başaran AK Parti’nin oldu.
Memlekette son 16 yıldır hatasını kabul eden tek bir insan var. O da İzmit Körfez geçişi asma köprüsünde halatın kopmasından kendisini sorumlu tutarak intihar eden Japon mühendis Kishi Ryoichi idi.
Çağan Irmak’ın da dediği gibi; ‘Ben artık sadece kendimi seviyorum, kendime inanıyorum. Siz de sadece kendinize inanın. Kimse sizin hayatınızı sizden daha iyi bilemez. Lider sizsiniz. Biz hepimiz, tek başımıza bir CUMHURİYETİZ’.