Tillo'dan Polonezköy'e…

-Senede iki kez (21 Mart-23 Eylül tarihleri) gerçekleşen Tillo Işık Hadisesi'ni görmek üzere Petrol kentimiz Batman üzerinden Siirt'e ulaşmak için Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Kültür Turizmi Komitesi Üyesi meslektaşlarımla birlikte…

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Senede iki kez (21 Mart-23 Eylül tarihleri) gerçekleşen Tillo Işık Hadisesi’ni görmek üzere Petrol kentimiz Batman üzerinden Siirt’e ulaşmak için Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Kültür Turizmi Komitesi Üyesi meslektaşlarımla birlikte yola çıktım. Uçağımız Anız yangınlarının (buğday tarlalarının hasat sonrası bilinçli olarak yakılması olayı) oluşturduğu aşırı dumandan dolayı Batman havalimanına inmek için havada birkaç tur atarak piste inebildi. Batman Havaalanından ayrıldıktan sonra Batman-Siirt yolu üzerinde bulunan Baykan İlçesindeki Veysel Karani Türbesini ziyaret etme şansını yakaladım. Kısa bir ziyaretin ardından buradan ayrılarak Siirte doğru tekrar yola çıktık.

– (Veysel Karani (Üveys-i Karnî)(d. 594, Karen, ö. 657, Yemen), Yemen’li bir Müslüman)

Siirt’in ev sahipliği ve misafirperverliğinde, Siirt’in Tarih, Kültür ve Doğal güzelliklerini görme ve tatma şansını yakaladım.

Siirtliler kendi şehirlerini tanıtmak, Siirt’e ziyaretçi ve turist gelmesi için gayret içerisindeler. Bununla ilgili projeler geliştiriyor ve çalışmalar yapıyorlar. Bunlardan biride Avrupa Birliği Destekli Siirt Turizmi Geliştirme Projesi. Siirt’in otantik yemekleri ve kendine has lezzetleri, Botam Nehri vadisinde yetişen birbirinden lezzetli meyveleri, fıstığı ve dünyaca ünlü Pervari balı tadılmaya değer lezzetler. Siirt balı yılda sadece 1.700 kg üretiliyor. Bu nedenle piyasada Siirt balı olarak satılan balların birçoğu o yöreye has bal olmuyor. Ayrıca Siirt’in kendine has lezzetlerinden biri olan Siirt fıstığının posa oranı tahıldan ve mısırdan daha fazla olduğu bilgisi bizlere sunuluyor. Bir günde 100 gr Siirt fıstığı yiyerek günlük vitamininizi alabileceğinizi biliyor muydunuz? Bu fıstıkların nasıl sağlandığı ise Siirt’te bulunan 1200 yıllık fıstık ağaçlarının varlığıyla gün yüzüne çıkıyor. Siirtliler yetiştirdiği ürünlere büyük bir aşkla sahip çıkıyorlar ve o kadar büyük bir çaba ile tanıtma arzusundalar ki. Apple cep telefonlarının amblemi olan elmanın sapının Siirt fıstığı dahi olduğunu söylüyorlar.

1129 yılında yapılan Siirt Ulu Camii, aynı anda dört farklı mezhebin namaz kılabildiği bir Selçuklu mimarisinin en nadide örnekleri ile ziyaretçilerini karşılıyor. Şehrin, araçla 5-10 dakikalık bir mesafe ile dışına çıktığınızda kendinizi Botam Nehri’ne bakan tepelerde buluyorsunuz ve yamaç paraşütü yapan gençlerin nehir vadisine doğru süzülmelerini izlemek ayrı bir keyif veriyor. Doğal dikili ve delikli taş ise buralara gelenlerin başlıca ziyaret yerlerinin başında geliyor.

Sabahın erken saatlerinde, güneş doğmadan önce, Dünya’nın merkezi Tillo’ya doğru hareket ediyoruz. Sadece 1 dakika görülebilen ışık hadisesini izlemek için yerlerimizi alıyoruz fakat ne mümkün! Yağmur gökten boşalıyor adeta. Ve bunun sonucunda ışık hadisesini daha önce çekilen görüntülerden, kayıttan izlemek durumunda kalıyoruz. Siirt’te olan bu ışık hadisesi yılın, 21 Mart ve 23 Eylül tarihlerinde meydana geliyor.

Siirt ile ilgili bir önemli bilgiyi de açıklamakta fayda var;

İbrahim Hakkı Hazretleri, hocası için bir türbe yaptırır ve güneşin doğuşunda, ışığın, hocasının başının üstünde doğması için bir düzenek kurar. Tillo’ya gidemeyenler için bu türbenin minyatürü, İstanbul Minyatür’ de sergilenmektedir.

Mezopotamya’nın destansı toprakları içerisinde bulunan Siirt’ten ayrılarak tekrar İstanbul’a dönüyorum ve Türkiye Seyahat Acentaları Birliği kurucularından olan Maldivler Konsolosu Nihat Boytüzün’ü Beykoz Polonezköy’de bulunan evine ziyarete gidiyorum.

Polonezköy’ün doğal güzellikleri içerisinde, mütevazı bir köşeye çekilmiş olan Nihat Bey, işlerini genelde buradan takip ediyor. 86 yaşındaki Nihat Boytüzün’ün yaşam hikâyesi ve tecrübeleri anlatılmakla bitmiyor. Adnan Menderes’ten günümüze kadar tüm devlet adamlarıyla, İstanbul Havayollarını ve Türkiye’de ilk Yat Turizmi’ni başlatma hikâyelerine kadar, yaşamını özetleyen fotoğraflardan bir köşe oluşturmuş. Bu köşenin en üst kısmında ise yıllar önce kaybettiği eşinin, hayatının belirli dönemlerinde çekilmiş fotoğrafları bulunuyor. Siyah beyaz fotoğrafların ağırlıklı olduğu köşe adeta asırlık bir çınarın kollarını ve sararan yapraklarını andırıyor.

Türk Turizmine önemli katkılar sunan ve öncülük eden Nihat Bey ayrıca, UFTAA (Dünya Seyahat Acentaları Birliği)’da uzun yıllar TURSAB’ı temsil etmiş ve UFTAA’nın 50. Genel Kurul Toplantısı’nın 25-26 Kasım 2006 tarihlerinde İstanbul’da yapılmasını sağlamış biri.

Tanışmaktan ve tecrübelerini dinlemekten büyük keyif aldığım saygıdeğer Nihat Boytüzün beyefendiye hazırlamış olduğum “Çeşmi Bülbüle Gizlenmiş Abı-ı Hayat Beykoz” kitabımı takdim etme şerefine hasıl oldum.

Hayat, değerleriyle ve değer verenlerle daha anlamlı.

Saygı ve muhabbetle kalınız…

Tillo'dan Polonezköy'e…
Bizi Takip Edin