Ümit yoksa yarın olmaz!

Dur be yeter geri kafa / Öküz altı buzağı olmaz / Bu gençliğe yurt emanet vallah billah / Düşünmesi yasak olmaz  / Öpüşmesi yasak olmaz / Dur be yeter kıl…

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Dur be yeter geri kafa / Öküz altı buzağı olmaz / Bu gençliğe yurt emanet vallah billah / Düşünmesi yasak olmaz  / Öpüşmesi yasak olmaz / Dur be yeter kıl bürokrat  / Kendi gölgen bela olmaz  / Yasa deyip vatandaşa vallah billah / Git yarın gel demek olmaz / Dur be yeter dar kafalı / Fabrikasyon insan olmaz / Aynı biçim elbiseler vallah billah / Kimine uyar kimine uymaz / Kimi karadır kimi aldır vallah billah / At gözlüklü iflah olmaz / Dur be yeter gamlı baykuş /Bu memleket batıyor olmaz / Vıcık vıcık didik didik vallah billah / On parmakta kara olmaz / Biraz sevgi ve hoşgörü vallah billah / Ümit yoksa yarın olmaz / Dur beter kul KARACAM / Böyle garip şarkı olmaz / Televizyon ve radyoda vallah billah / Böyle şarkı tövbe olmaz / Etme ustam olmaz olmaz vallah billah / Olmaz deme olmaz olmaz

Yukarıda sözlerini okuduğunuz parça (ki dinlemenizi de tavsiye ederim ) Cem Karaca tarafından kaleme alınmıştır. Bilindiği gibi 12 Eylül 1980 sabah saat 4’te ordunun yönetime el koymasıyla birlikte sağcısı solcusu olaylara karışan herkes yakalanıyordu. Bu dönemlerde Almanya’da katıldığı 1 Mayıs töreninde ülke yönetimine karşı sarf ettiği sözler nedeniyle Cem Karaca hakkında gıyabi tutuklama kararı çıkarılmış. Babasının cenazesine bile katılamamış hatta Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığından çıkarılmış. 1987’de dönemin Başbakanı Turgut Özal’ın girişimleriyle yurda dönmüş. Cem Karaca Türkiye’ye döndükten sonra o dönem ülkede bir olay patlak vermiş ve Cem Karaca da bu olayı yukarıda okuduğunuz şarkı sözleriyle eleştirerek kaleme almıştır. 1990’lı yıllarda yaşanan olay ise; İki gencin parkta otururken öpüşmeleri üzerine bir polis tarafından karako­la götürülmesidir!

Günümüze dönecek olursak Türkiye’nin çok da fazla yol kat edemediğini görüyoruz.

Dünya ülkeleri her geçen gün bilimsel gelişmelere bir yenisini daha eklerken Türkiye gündemi ise siyaset, din ve cinsellik konularından pek uzaklaşamadı ne yazık ki!

Çok sevdiğim yazarlardan biri olan Murat Menteş’in bir sözü var; ‘ Bir ülkede siyaset çok konuşuluyorsa o ülkede mutluluktan bahsedilemez’ diye.

Ocak ayındaki gündeme bakıldığında bilim adına; Kuzey Kore’de hidrojen bombası denemesinin yapıldığını ve başarılı oldukları haberlerini görüyoruz.

Rus, Amerikan ve Japon bilim adamlarının ortaya çıkardığı yeni elementler ise ABD merkezli Uluslararası Temel ve Uygulamalı Kimya Laboratuvarı (IUPAC) tarafından doğrulanarak periyodik tablodaki yerlerini aldı haberleri bir diğer gelişme olarak bilim tarihine geçiyor.

Eeee, peki Türkiye’de yok mu aynı zamanlarda tarihe geçmiş açıklamalar, haberler?

Elbette var!

Bu tarihlerde Türkiye’nin gündemini ise bilimsel gelişmeler değil Diyanet İşleri belirlerdi!

Din İşleri Yüksek Kurulu Dini Bilgilendirme Platformu’nun inanç, ibadet, ahlak ve sosyal hayat ile ilgili güncel fetva ve kararları sitesine yöneltilen sorulara verilen cevaplar hayret verecek nitelikte. Diyanet, “Nişanlıların rahat görüşebilmeleri için nikâh kıymaları uygun mudur?” sorusuna, nişanlılık döneminde çiftlerin el ele tutuşmaması ve baş başa kalmaması gerektiği cevabını verdi.

Buradan tüm nişanlılara sesleniyorum. Baş başa kalmayın, çok ayıp! Tüm Türkiye hatta tüm dünya, kızlı erkekli kalanların ne yaptığını artık çok iyi biliyor!!!

Fetva hattının internet sitesine yöneltilen diğer bir soru ise, Türkiye’de ahlaki yozlaşmanın hangi boyutta olduğunu gözler önüne seriyor. Fetva hattına gönderilen metinde, “Bir babanın öz kızına duyduğu şehvet, karısıyla olan nikâhını düşürür mü?”

Bu soruya cevap olarak da; “Babanın şehvetle kızını öpmesi ya da şehvetle ona sarılmasının nikâha bir etkisi yoktur” ve “Babanın kızını kalın elbiselerden tutarak ya da vücuduna bakıp düşünerek şehvet duyması, bu tür bir haramlık oluşturmaz. Ayrıca kızın, 9 yaşından büyük olması gerekir” gibi ifadeler kullanıldı.

Konuyla ilgili Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan tepki çeken soru cevap sonrasında açıklama geldi. “Din İşleri Yüksek Kurulumuzun böyle bir fetvası kesinlikle olmamıştır, olmaz, olamaz” diyen Ankara Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Ekrem Keleş,’Dini Soruları Cevaplandırma Platformu’nu kapattıklarını söyledi.

Yorum sizlerin…

Benim aklım böyle soruları ve cevapları algılamaya yetmedi! Ama yine de yarınlardan umutlu ve ümitliyim. Ümit yoksa yarın olmaz!

NOT: Din İşleri Yüksek Kurulu Dini Bilgilendirme Platformu, Diyanet İşleri Başkanlığı adına fetva veren kurum olarak biliniyor. Platform aynı zamanda gelen sorulara da web sitesinden yanıt veriyor.

Ümit yoksa yarın olmaz!
Bizi Takip Edin