Vakıfların Muhaşşi Sinan Efendiye vefasızlığı!

Manevi ve kültürel değerlerimizin önemli bir eseri olarak yaşamaya çalışan Anadoluhisarı mahallemizin kültür mirası 470 yıllık Muhaşşi Sinan Camii.

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Değerli Okurlar,

Manevi ve kültürel değerlerimizin önemli bir eseri olarak yaşamaya çalışan Anadolu Hisarı mahallemizin kültür mirası 470 yıllık Muhaşşi Sinan Camii.

Gerçek emektarı Amasya’dan 1547 yılında İstanbul'a gelen Medrese tahsili aldıktan sonra İstanbul kadısı ve kazaskeri olan Muhaşşi (Haşiyeci) Sinanüddin Yusuf Bin Hüsameddin Efendi’dir. Bitişiğinde iki katlı Haşiyeci Sıbyan Mektebi vardır.

Minberi Es- Seyyid Mahmut Dede Efendi 1703 yılında vaiz ederek camiye çevirmiştir.  Aynı zamanda Anadolu yakasındaki ilk ibadet yeri ve çeşme üzerine kurulan minaresinin güneş saati özelliği olan ender eserlerden biridir. Aynı zamanda Muhaşşi Sinan Efendi’nin Fatih Sultan Mehmet’in kadılığını yaptığı da bilinmektedir.

İşte bu kadar önemli katma değer bir ibadet yeri ve sıbyan mektebinin kaderini sizlerle paylaşacağım.

Vakıflar Müdürlüğü yetkisinde Beykoz Müftülüğü hizmetine olan cami ve sıbyan mektebi müştemilatı 2005’li yıllarda kirasının ödenmemesi sonucu o dönem ki Beykoz Müftüsü’nün ilgisizliği, görev alan imamlara destek olmaması ile kaderine terk edilmiş, atanan imamlar da kısa süreli görev yaparak  gitmişlerdir.

Bu süreçte Vakıflar Müdürlüğü kiralama yolu ile bu önemli kültür mirasını başka şahıslara 39 yıllığına kiralamıştır. Kiralayan kişilerin tadilat esnasında usulsüzlükleri semt halkı tarafından itiraz edilse de vakıflar tarafından dikkate alınmamıştır.

Tadilat esnasında sıbyan mektebi müştemilatı kapısında bulunan kitabenin kapatılmaya çalışılmasına şahsen tesadüfen engel oldum. Kiralayan şahıs bitişik parseli de vakıf mülkiyetine katarak birleştirmiş ve hakediş rantı sağlamıştır. Sıbyan mektebi vakfiyesi kiralayan kişi tarafından başka kurum ve kişilere devir ve kiralama işlemi yapılarak amacın dışında kullanılmıştır. 

Kitabe de şu ifadeler yer almaktadır; “Bu mektep Hayriye Sultan Muallim Hanesidir 1869 yılında Mehmet Ali Paşa kızı Adile Sultan tarafından mahalle çocuklarının eğitimi için yapılıp vakfedilmiştir. Kim burayı gayesinin dışında kullanılırsa lanet olsun” ifadesi yazılmaktadır. 

Tabii bu kitabeye ne kadar saygılı isek…

2016 yılında cami, vakıflar tarafından restorasyona alındı. 2 yıl süren çalışma birçok gerçeği ortaya çıkardı. Mesela cami iç boyası sade renklerde iken kazınınca beş kat boya altından caminin gerçek görüntüsü, duvar süslemeleri ve  Kuran-ı Kerim yazıları ortaya çıktı. Bu çok üzücü bir durumdu. Neden bu yazılar kapatılmıştı.

2018 yılı sonu tadilat bittikten sonra ilgililer sadece açılışta görüntü vermeye geldiler. Böyle bir manevi özelliği olan ilim insanı Muhaşşi Sinan Efendi’ye bu vefasızlık reva mı?

Nasıl bir millet olmuşuz.

Ciddi olduğuna inandığımız vakıfların işleri bu kadar dikkatten uzak ve ihmalkar mı?

Son günlerde bir tv kanalının dikkatini çekmesi ile cami özelliği itibarı ile gündeme geldi ve haber konusu oldu. Akabinde  Cumhurbaşkanlığı’nın dikkatini çekmiş olmalı ki kayde alınması hususunda bir ekip gelerek çekim yaptılar. 

Ümit ediyorum ki inşallah değerlendirilir. 

Bu mübarek ay da sizlerle kısa bir bilgi de olsa sizlere konuyu anlatmaya çalıştım. Ayrıntıya girmeden bilgilendirmedir.  Hepsi yaşadığımız olaylardır fazlası var eksiği yok.

Anlayışınıza ve ilgililerin dikkatine sunarım.

Saygı ve  sevgilerimle bayramınızı  kutlarım.

 

Vakıfların Muhaşşi Sinan Efendiye vefasızlığı!
Bizi Takip Edin