Allah Teala (c.c) insanı ?kemal? sıfatının tecellisi olarak en mükemmel şekilde yaratmıştır. Yaradılışının gereği en büyük sorumluluk doğal olarak insana verilmiştir..
Aynı zamanda yaşadığımız hayat ve toplum insanlığa belli sorumluluklar yüklemektedir. İnsanın mükemmel yaradılışı onu diğer tüm canlılardan farklı ve üstün kılmıştır. Ve böylece yaradılışımızla başlayan sorumluluklarımız ve insanlık adına yerine getirmemiz gereken görevlerimiz vardır.
Allah (c.c) insana iyi ile kötüyü ayırt etme kabiliyeti vermiştir. Sen iyi için mi çalışacaksın?
Doğru ile yanlışı anlama kabiliyeti vermiştir. Sen doğru için mi çalışacaksın?
Güzel ile çirkini anlama kabiliyeti vermiştir. Sen güzel için mi çalışacaksın?
Hak ile batılı anlama kabiliyeti vermiştir. Sen hak için mi çalışacaksın?
Feraset vermiştir; faydalı olanla faydasız olanı birbirinden ayırt edebilsin diye?
Hayatımızın akışında düşüncelerimiz, hayallerimiz, bilgimiz, ideallerimiz, inancımız, yapmaya çalıştıklarımız ve yapabildiklerimiz, özetle dünya görüşümüz, bu değerlerden hangisine hizmet edecektir?
Çalışmanın ve yaşamanın ölçüsü ?Baki kalan bu kubbede bir hoş sadâ imiş? şuuruna sahip olmak mı; yoksa zamanımızı, ömrümüzü ve bedenimizi umarsızca ve hoyratça harcamak mı?
Bir başka açıdan baktığımızda önemli olan dünyamızın, insanlığın bu değerlere ne kadar yakın veya uzak olduğudur. Bir yönden de insanlığın bu değerlere duyduğu ihtiyaç meselesidir. Dünyamız iyi, güzel, ve faydalı için hizmet eden değerlere sahip çıkıldıkça huzur bulmuş, barış ve kardeşlik ortamını yaşamıştır. Aksi durumlarda savaşlar, kargaşalar, huzursuzluk ve buhranlarla adeta boğulacak duruma gelmiştir.
Yakın tarihimize göz atıldığında dış mihraklar ve içimizdeki işbirlikçileri planlı bir şekilde milletimizi zayıflatmaya çalışmışlardır. Kurdukları bürokratik oligarşi düzeni ise iyi ve faydalıdan ziyade; kendi emel ve çıkarları doğrultusunda amaçlarına ulaşmak için bir araç olmuştur. Bunun sonucunda aramıza nifak tohumları serpiştirilmiş, birlik ve beraberliğimiz zayıflatılmış ve toplum adeta kamplara ve sınıflara bölünmeye çalışılmıştır. Millete düşman olan odaklar asla iyiye, güzele ve faydalıya hizmet etmeyen bu düşüncelerle kendi statükolarını korumak üzere ölçü tanımaksızın milletin üzerine yürümüşlerdir.
Tarihi boyunca üstün değerlere sahip olmuş ve temsilciliğini yapmış bir milletin evlatları olarak Aziz Milletimiz ağır sorumluluğunun bilincinde değerlerine, davasına ve inancına sahip çıkmıştır. Son yıllarda gözlemlediğimiz değişim ve gelişim bu faydalı ve azimli çalışmaların sonucu olarak ortaya çıkan açık bir gerçektir.
Geldiğimiz nokta itibariyle içinde bulunduğumuz yeni yıl ülkemiz açısından kesinlikle karar verme yılı olacaktır. Hep birlikte milletçe vereceğimiz karar ise, aynı zamanda, hem bölgemizi hem de dünyanın geleceğini çok yakından ilgilendirecektir.
Önümüzdeki dönemde vereceğimiz kararlar, atacağımız adımlar ve yapacağımız çalışmaların neye, kime hizmet edeceğini ve fayda sağlayacağını iyi analiz ederek hareket etmek mecburiyetimiz var. Bütün farklılıklarımızı zenginlik olarak görerek birlik, beraberlik, sevgi ve kardeşlik ortak paydasında buluşarak hep birlikte iyinin, güzelin, faydalının ve hakkın başarıya ulaşması noktasında gayret etmek duası ve inancıyla geleceğimizin gençlerimiz için, milletimiz ve ülkemiz için hayırlı olmasını diliyorum..