Gece oluyor
Gündüz oluyor
Gene gece oluyor
Gene gündüz oluyor
Evet hayat böyle geçiyor, fakat bir gün, ya geceyi yada gündüzü göremiyoruz ve üstadın dediği gibi; ölmek için yaşıyoruz..
Her insan öleceğini biliyor ve ölmek için yaşıyor. Düşününce zor gelse de gerçek değişmiyor.
Beykoz’dan dört şehit, evet; ölmenin en güzel mertebesi olan şehitlik
Yüzmeyi bilerek denizde boğulan, hemde görevde iken. Bu ne güzel ölüm ya Rabbim
Ailelerine sabır ver şehitlerimizi kabul eyle, yüce Rabbim.
Tabii, birde kahraman şehit balıkçımız var, görevi olmadığı halde koştu, fakat deniz balıkçıyı da aldı. Hep sen alıyordun ya, benden balıkları şimdi sıra bende, bu sefer ben alacam seni dedi deniz, kaptan cemili gördü kahraman balıkçımız. Kimse elini uzatmazken o elini uzattı, alamadı kaptan Cemil o eli, git bile diyebildi o can havliyle ama balıkçıyı da aldı azgın sular
Tabii üç şehidimiz görsel ve yazılı basında yer alırken balıkçının bulunduğu bile yazılmadı, görsel basın ise duyurmadı.
Acaba ailesi nasıl onların, manevi duyguları bellidir hepinizin tahmin ettiği gibi, evin direği gitti
Fakat balıkçının maddi durumu nasıl ölen ölüyor, arkasında artı veya eksi miras bırakıyor.
Acaba kıyı emniyet müdürleri o aileyi ziyaret ettimi? Ulaştırma bakanı ziyaret etti mi? Kaçakçılara bağlanan maaş, verilen tazminat bu aileye de verildi mi?
Hangisi yapıldıysa, ne mutlu ve teşekkürler. Ya yapılmadıysa, yoksa bu kahraman balıkçı suçlumu ?
Acaba ben mi yanlış düşünüyorum, çok mu sivriyim.
Aslında dövülecek bağcı aramıyorum, bağcının bağını korumasını istiyorum. Korusun ki, kahraman balıkçılar çoğalsın, en azından kaçakçılık yapan pkk bayrağıyla cenazeleri inenlere verilen değer kadar, bu vatana değer verenlere, el uzatanlara değer verildiğini görelim ki. Bizde elimiz uzandığında, devletin elinin sıcaklığını hissedebilelim