Bir süredir Beykoz’un yerel siyaseti gün geçtikçe gündemdeki sıcaklığını artırıyor.
Gündem ısınmasına ısınıyor da siyaset, icraatın önüne mi geçiyor? diye merak ediliyor.
Ülkemiz böyle zor günlerden geçerken, siyaset gündemi köklü bir değişimin içinden geçerken ülkenin her köşesinde görev yapan herkes Erdoğan’ın yükünü hafifletmek üzere sorumluluk almalıdır.
Bu anlamda son bir yıldır Beykoz icraattan çok yerel siyasetle günleri geçiriyor. İcra makamlarında görev yapanlar yereldeki işlerinden çok siyasi tartışmaların tarafı.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanının istifası Ankara Büyükşehir Belediye Başkanının istifası konusunda bizi heyecanlandırıyor.
Oysa İstanbul bizi dolaylı ilgilendiriyor olsa bile ikisinin de Beykoz’un gerçek meseleleri, ihtiyaçları ve ilgilenenlerin görev alanlarıyla ilgisi yok. İlgisi olmamasına rağmen Beykoz’un 15 gününe mal oldu.
Elde ettiğimiz imkanlar veya oturduğumuz koltuklar mı bizi şaşırtıyor yoksa çevremizde bize pohpoh çekip gaz verenler mi? Ya da başka bir şey mi? Veya nedir bizi bize bu kadar yabancı eden?
Aynı şekilde Ak Parti kongresi yaklaştıkça bazı kimselerin isimleri, sürekli birileri kendilerine rakip veya tehdit gördükleri için olsa gerek, önden piyasaya atılıp tartıştırılıyor.
Oysa teşkilat kültüründe istişare esas olmalı, iltimas veya kulis değil.
Beykoz sokaklarında ise Hanefi Dilmaç’ın başkan yardımcılığından istifasıyla başlayan yerel gündemler, kongre süreci için yapılan kulisler ve son olarak Muharrem Kaşıtoğlu’nun istifası her sohbetin ana konusu olmuş durumda.
Yerel siyaset ve yürütme görevi taşıyanlar değerlendirmelerini gerçekçi bakış açısıyla ve vatandaşın gündemine göre yapmalılar. Gruplaşmak, kutuplaşmak, içine kapanmak, dışarıya ve yeniliklere açık olmamak kimseye bir şey kazandırmaz.
Kimin kime selam verdiği mi önemli yoksa kimin fazladan bir kişinin gönlünü kazandığı mı?
Tabandan şikâyetler yükseliyorsa yerel taban ile tavan arasındaki hedefler mi farklı?
Mesela parti teşkilatları sadece seçim döneminde ev veya seçmen ziyareti yapmak için mi var?
Aynı hedef için çalışan insanların motivasyonunu yönetmek siyasetin göreviyken siyaset bu sorumluluğunu örtülü delege ediyor.
Siyaset aslında bir çözüm üretme sanatıdır. İcraatı tabana, tabanın taleplerini yürütme organına taşıma organizasyonudur.
Belediye Başkanımız Yücel Çelikbilek göreve geldikten sonra hem belediye hem parti teşkilatında bu misyonu doğal ağabey olarak üstlenmiş oldu aslında.
Adeta onun liderliğinde büyüyen teşkilat kendi sorumluluğunu bilmesi gereken yerde hala Yücel Başkanımızdan bekliyor.
Dava adamları yorulmazlar ancak siyaset yapıp dava sorumluluğu hissetmeyenler maalesef dava insanlarını da haksızca yoruyor.
Neticede her insanın taşıyabileceği bir yük vardır.
Biz gözümüzün gördüğünü Allah rızası için söylemeye ve yazmaya devam ediyoruz.
Selam ve saygılarımla