Ayşe Özkan: Şükür

Bugün beni derinden etkileyen bir anıyı sizinle paylaşmaya geldim.

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Bir sosyal yardım kuruluşunun toplantısındaydım, yetkili bir ablamız sahada yaşadığı anıları anlatarak; imkânı olan herkesin, yardıma ihtiyacı olan kesimle, birebir temasın yaşattığı farkındalığın önemini anlatıyordu. Başından geçen olayı naçizane aktarıyorum;

Ablamız su kuyusu açmak için Afrika’ya giden ekiple beraber. Merkezden çok uzakta bir köy. Köyde su yok, okul yok, iş yok, yemeğe ulaşmak çok zor. Köyün hanımlarıyla tercüman aracılığıyla sohbet ediyorlar. Köy halkı ekibe karşı minnettar, tabir-i caizse bâş üstünde ağırlamaya çalışıyorlar ekibi. Köydeki hanımlar her sabah uyanır uyanmaz yola koyuluyorlar ve bir buçuk saatlik bir yürüyüşün sonunda suya ulaşıyorlar. Bidonlarını doldurup köye geri dönmeleri ise, her gün dört saatlerini alıyor. Hanımlardan biri ablamıza ‘bize su kuyusu açmaya geldiniz, sizin ülkenizde su var mı?’ diye soruyor. Ablamız kibarca olduğunu iletiyor. ‘Siz nasıl suya ulaşıyorsunuz peki?’ diye ikinci soru gelince, ablamız daha da mahcuplaşıyor ama uygun bir dille de anlatıyor; ‘bizim mutfağımızda musluk var açıp bulaşıklarımızı yıkayıp, yemek yapabiliyoruz. Banyolarımızda da musluk var, suyu açıp yıkanabiliyoruz’. Kadın duruyor, hayretler içinde kalarak ağzından şu sözler dökülüyor; ‘yalan söylüyorsun, o dediğin sadece cennette olur’.

Sonrası kederli bir sessizlik…

Bizim varlığını dahi unuttuğumuz, farkında olmadığımız imkanlarımız, hatta israflarımız; Dünya’nın farklı coğrafyalarında insanların ‘CENNET’ tanımlarındaki bir hayal…

Mülk suresi 23. Ayette Allah(c.c.) buyuruyor; “Ne kadar az şükrediyorsunuz…”

Ayşe Özkan: Şükür
Bizi Takip Edin