CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığının açıklanmasının ardından 6’lı masadaki Saadet Partisi’nde görüş ayrılıkları ortaya çıktı.
Saadet Partisi’nin CHP ile ilişkisine tepki gösteren 2014-2020 yılları arasında Saadet Partisi Beykoz İlçe Başkanı olan Şeref Kaçmaz, Beykoz Güncel Haber’e konuştu.
İlk olarak Türkiye’yi yasa boğan Kahramanmaraş merkezli depremde hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılara da şifa dileyen Şeref Kaçmaz, “Şuanda da Beykoz Yetim Vakfı Başkanı olarak sorumluluk sahibiyim. Depremin ilk gününden itibaren çok ciddi çalışmalar yapıldı. Yüzbinlerce insan çadırlarla kalıyor. Su, gıda, kıyafet ve ısıtıcı ihtiyacı devam ediyor. Ben sizin aracılığınızla bütün Beykozlulardan, felakette evsiz kalan depremzedelerin unutulmaması ve özellikle önümüzdeki Ramazan ayında da yardımların artarak devam etmesini, bölgeye giderek bizzat hizmet etmelerini tavsiye ediyorum.” dedi.
Şeref Kaçmaz, Saadet Partisi’nin CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı adayı olarak seçilmesine onay vermesini ve Kılıçdaroğlu’nun adaylığını Saadet Partisi Genel Merkezi önünde açıklanmasına dair değerlendirmelerde bulundu.
2017’DE TEPKİLER NEDENİYLE GENEL MERKEZ FRENE BASTI
2017 referandum döneminde de tabanın birlikte çalışmaya direndiğini ve CHP Beykoz İlçe Başkanı’nın da kendilerini ziyaret ettiğini söyleyen Şeref Kaçmaz, “O dönem biz CHP’ye onların ‘hayır’ demeleri ile bizim ‘hayır’ deme gerekçelerimizin tamamen farklı olduğunu ilettik. Birlikte bir seçim kampanyası düzenlemeyeceğimizi ve kampanyalarına katılmayacağımızı ifade ettik.” dedi ve birçok ilçeye bu tür ziyaretlerin yapıldığını fakat ilçe başkanlarının ve yönetiminin tepkileri nedeniyle Genel Merkezi’nin frene bastığını belirtti.
“CHP İLE OLAN İŞ BİRLİĞİNE TEŞKİLAT KARŞI ÇIKTI”
Kaçmaz, “2018 döneminde yine Genel Merkezimiz ve Genel Başkanımız, İstanbul İl Yönetiminin ve İstanbul İlçe Başkanlarının hiçbirinin onay vermediği bir şekilde yine CHP ile dirsek temasına girerek Abdullah Gül’ü Cumhurbaşkanı yapmak için büyük bir gayret sarf etti. O dönem hem ilçe başkanı hem milletvekili adayı hem de il yönetiminde olan biri olarak bu konuların konuşulduğunu birçok toplantıya şahitlik ettim. 2020’ye kadar olan toplantıların tamamında CHP ile olan iş birliğine teşkilat karşı çıktı. Ama Genel Başkanımız bu iş birliğini sürdürdü. Bu iş birliği mevcut yapıdan kurtulmak için arayışlar olarak değerlendirildi ama geldiğimiz noktada bu tamamen Saadet Partisi’nin istikametten çıkmış olmasını, temel esasların, ilkelerin ve değerlerin yok sayılmasını, teşkilatın dönüştürülmesini gösteriyor bize.” diye konuştu.
“GELMİŞ OLDUĞU NOKTA İÇLER ACISI”
Milli Görüş’ün bütün değerlerinin ayaklar altına aldığını vurgulayan Şeref Kaçmaz, “Milli Görüş’ün ilke ve esasları, kuruluş kodları var. 55 yıldır yapmış olduğu faaliyetler, gitmiş olduğu yol mücadelesi ortada. Merhum Lider Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hocamız Milli Görüş’ü tarif ederken amacımızı ortaya koyarken ‘Gayemiz İslam’ ve ‘Allah’ın rızasını kazanmak için mücadele etmek’ diyor. Böyle bir partinin böyle bir liderin öğrencilerinin bugün gelmiş olduğu nokta içler acısı. Bizim bunu kabul etmemiz mümkün değil. Milli Görüş şuurunu benimseyenlerin yaşadığımız olayları sineye çekmesi mümkün değil.” dedi ve şöyle devam etti:
“BUNU DESTEKLEMEK KENDİMİZİ İNKÂRDIR”
“Şuanda Saadet Partisi Milli Görüş’ün siyasi arenadaki temsilcisi. Ama Saadet Partisi’nin Genel Başkanı ve yöneticileri maalesef bütün değerlerden bütün esaslardan uzak bir şekilde bütün davanın değerlerini yok sayarak birinin yönetimden gitmesi adına bütün değerleri ayaklar altına aldılar. Bizim böyle bir ilişki içerisine girip böyle bir yapıyı desteklememiz akıllara zarar. Kendimizi inkâr demektir bu.”
“İNTİKAMDIR, GEÇMİŞİN HESAPLAŞMASIDIR”
Adayın Genel Merkez önünde açıklamasına ve atılan sloganlara değinen Şeref Kaçmaz, “Haymana Mutabakatı Heyet, Milli Görüş partisinin Genel Merkezi’nde böyle sloganların atılmasını kabul edilebilir olmadığını söylediler. Bunlara ben de katılıyorum. 6’lı masa birçok toplantı yaptı. Son toplantılar özellikle Saadet Partisi Genel Merkezi’nde yapıldı. Bu sloganlar atılmayabilirdi. Ama özellikle, birileri tarafından bilinçli olarak organize edilen bir ortam vardı orada. Ortak bir masada ortak bir hedef için birleşmiş ittifak Saadet Partisi’nin Genel Merkezi’nde niçin ‘Mustafa Kemal’in askerleriyiz’ diye slogan atıyorsun. Neye, kime bunu duyuruyorsun? Ya da ‘Türkiye laiktir laik kalacak’ sloganını neden Saadet Partisi Genel Merkezi’nin önünde atıyorsun. Bu bir intikamdır. Bu geçmişin hesaplaşmasıdır aslında.” dedi.
“PARTİNİN DURUMU MİLLİ GÖRÜŞ ŞUURLU KİŞİLERİ RAHATSIZ EDİYOR”
Şeref Kaçmaz, “Milli Görüş’ü 4 partisinin kapatılma gerekçelerin biri İslami Nizam kurulmasıydı. Ama Erbakan Hocamız 5. partisini kurdu. Bugün aynı ruhla kurulan 5. partinin gelmiş olduğu durum ben dâhil birçok Milli Görüş şuurlu kişileri rahatsız ediyor maalesef. Biz sisteme entegre edilecek bir oluşum değiliz. Bizim rakiplerimiz Türkiye’deki bir AK Parti bir CHP olamaz. Bizim 8 milyarlık insanlık âleminin kurtuluşu gibi bir hedefimiz var.” dedi ve şöyle devam etti:
“MÜSLÜMANLARA KAN KUSTURAN ZİHNİYETİ DESTEKLEMEMİZ MÜMKÜN DEĞİL”
“Teşkilatı rayından çıkarmak, esaslarını bir kenara bırakmak bize yakışacak şeyler değil. Bugünkü yöneticiler bunları unutmuşlar. Allah bize ‘Siz seferden sorumlusunuz, zafer benden’ diyor. Ama bugünkü yöneticiler zafere giden her yolu mubah sayıyorlar. İlle de zaferi kazanacağız diye yola çıkarsak raydan çıkarız, hak ile batılı ayır edemez hale geliriz. Erbakan Hocamızın, Milli Görüş’ün ve Türkiye’deki Müslümanların uzun yıllar boyunca tepelerinde boza pişiren, kan kusturan, inançlarını yaşamalarına engel olan bir zihniyetin, bir yapının iktidar olması için maalesef büyük bir yanlışa ve çabaya girmiş oluruz. Bizim bunu desteklememiz mümkün değil. Şuurlu Müslümanın şuurlu Milli Görüşçünün bunu desteklemesi mümkün değil. Bir an önce bu işin içinde olan yöneticilerin, idarecilerin de inşallah Allah gözlerini açar, yanlışlarını görürler de yanlışlarından dönerler. Bu siyasi bir mesele değil. Bu duruş meseledir. Bu gerçek hedefin ve gayenin unutulma meselesidir.” dedi.
“DAVALARINI SATARAK MENFAAT İÇERİSİNE GİRMİŞ OLABİLİRLER Mİ?”
Siyasette kimsenin garantisinin olmadığını vurgulayan Şeref Kaçmaz, “Bugünkü yöneticiler kendi menfaatlerini ön plana çıkararak, davalarını satarak, dünyalık menfaatlerin içerisine girmiş olabilirler mi? Elbette olabilirler. Ya da ferasetleri kararmış gözleri körelmiş olabilir. Yaptıkları hatanın bile farkında değillerdir. Hak ile batılı ayırma feraseti için ettiğimiz dua bunun içindir.” diye konuştu.
“DIŞ GÜÇLERİN DESTEKLEDİĞİNDEN UZAK DURMAMIZ GEREKİR”
Kaçmaz, “İngiltere’nin, İsrail’in ve batının Türkiye’de ‘muhalefeti desteklememiz gerekir’ dediği noktada; mevcut iktidarın gidip yerine bu oluşumun gelmesi için bir sürü çalışmaların yapıldığı bir ortamda, onların işaret ettiği noktadan bir kere bizim uzak durmamız gerekir. Bizim milletimizin, İslam’ın, coğrafyamızın düşmanı olan gruplar muhalefeti destekliyorsa bizim düşünmemiz gerekiyor. Onlar destekliyor olmasının bir sebebi var. Yarın kendi amellerine hizmet ettirmek istedikleri açık. Bırakın Milli Görüş’ü herhangi bir Türk vatandaşı, dış güçler bu yapıyı destekliyorsa bu yapının devlete, millete hiçbir faydası yok benim bunlarla işim olamaz demesi lazım. Aziz milletimizdir bunu diyecektir, ben inanıyorum.” şeklinde konuştu.
SAADET’İN İÇERİSİNDEKİ MUHALEFET KİMİ DESTEKLEYECEK?
Şeref Kaçmaz, önümüzdeki günlerde Saadet Partisi’nin içerisinde bulunan muhalefet olarak bir araya gelecekleri ve bağımsız olarak Milli Görüşçü bir adayın CB Adayı olarak ortaya çıkarılması teklifinin görüşüleceğini söyledi. Kaçmaz, diğer bir seçenek olan Cumhur İttifakı’nın adayı Recep Tayyip Erdoğan’ı destekleyip desteklemeyeceklerini ise şimdiden söylemenin doğru olmadığını ifade etti.
“ERDOĞAN KÜRESEL GÜÇLERE BOYUN EĞMİYOR”
“Biz bir kişiye olan kinimizin ve öfkemizin davranışlarımıza etki etmesine kesinlikle müsaade etmeyiz.” diyen Şeref Kaçmaz, “Prof. Dr. Erbakan Hocamıza Tayyip Erdoğan hakkında soru sorulduğunda ‘O benim evladım benim yanımda yetişti çok iyi tanırım ama içinde bulunduğu durum gittiği yol yanlıştır o yoldan dönmesi için dua ediyorum’ derdi. Tabii şimdi AK Parti’yi bir kenara bırakarak Recep Tayyip Erdoğan’ın son yıllardaki eylemleri hükümetteki ilk yıllarından çok farklı. En azından şunu biliyoruz ki küresel düzeyde hâkim güçlerin taleplerine boyun eğmiyor. Erdoğan, Ukrayna-Rusya Savaşı’nda Amerika Rusya’ya karşı çok büyük tedbirler alırken ambargolar uygularken tamamen tarafsız bir politika uyguladı. Bu da hem devletimize hem milletimize faydalı bir duruş. Doğu Akdeniz’de ülkemizin ve milletimizin menfaatlerini korumak için ciddi bir mücadele veriyor. Bunun farkındayız. İsrail’in talebiyle Irak ve Suriye’de denize açılan koridorda kurulmak istenen terör devletinin kurulmaması için birçok operasyon yaptık. Türkiye’nin milli savunmada geldiği noktayı göğsümüz kabararak takip ediyoruz.” dedi.
“MİLLİ GÖRÜŞÜN NEYİ TERCİH EDECEĞİ AÇIKTIR”
Kaçmaz, “Şuurlu birçok vatan evladı şunu bilir ki Türkiye Devleti’nin sınırlarının korunması Kosova’dan Bosna’dan başlar Mekke Medine’ye kadar gider. Bunu bilmeyen bir zihniyet Türkiye’yi bir avuç topraklara mahkûm eder. Ama Erdoğan’ın uzun yıllardır yapmış olduğu mücadeleyle kabuğunu kıran bir Türk Devleti olduğunu biliyoruz.” dedi.
“ÜLKENİN BÖLÜNMEZLİĞİNİN TEHLİKE ALTINDA OLDUĞUNU GÖSTEREN İFADELER”
6’lı masanın adayı ve ortakları dünya küresel güçleri tarafından desteklendiğini söyleyen Şeref Kaçmaz, “Her şeye rağmen dış güçlerle iş birliğini açık açık ilan eden, Doğu Akdeniz’den Suriye’den Libya’dan askerimizi çekeceğiz diyen, FETÖ’nün desteklediği ve kazanırsa Türkiye’ye döneceğiz dediği, ya da adayın açık açık ben kazanırsam Demirtaş’ı ve Kavala’yı affedeceğim dediği, İHA-SİHA çalışmalarını durduracağız dediği, ortaklarından birinin Türklüğü anayasadan çıkartacağız dediği, ilkokulda din eğitimi yobazlıktır diyenlerin olduğu bir ortamda bu yapılara bizim destek vermemiz ve Türkiye’yi yönetmelerine müsaade etmemiz düşünülebilir mi? Az önce portföyü çizdim. Bir tarafta Kemal Kılıçdaroğlu bir tarafta Recep Tayyip Erdoğan. Tercih konusunda Milli Görüş’ün kimi tercih edeceği çok açık ve net ortadır. Hiç kimse tereddütte girmesin. Akıllı birisi dış güçlerin desteklediği birine oy veremez. Bu olmasa bile adayın ve adayı destekleyen yapının söylemleri ne millete ne devlete en ufak faydası olan şeyler değil. Devletin bütünlüğünün, vatanın bekasının ve ülkenin bölünmezliğinin tehlike altında olduğunu gösteren söylemler ve eylemler. Kılıçdaroğlu ya da 6’lı masaya oy vermemek Tayyip Erdoğan’ı desteklemektir diyorlar. Tayyip Erdoğan gitsin diye hiçbir vatan evladı bir batılı ve kabul etmedikleri bir şahsı desteklemeye mecbur, mahkûm değiller.” dedi.
