Bir Ramazan ayına daha kavuşup bitirmiş olmanın sevinci ve manevi huzurunu yaşıyoruz. Rabbime çok şükür ki sevdiklerimizle birlikte bir Ramazan ayını daha yaşamayı nasip etti bizlere.
Geride bıraktığımız bu güzel ayda yaşanan süreci değerlendirmeden geçmek pek de mümkün değil benim için.
Beykoz’da Ramazan ayı nasıl geçti?
Benim için ön plana çıkan olay ve durumlar neler oldu?
Öncelikle çok fazla rahatsız olduğum bir durumu paylaşmak istiyorum sizlerle. Ramazan ayında yiyecek tüketiminin azalması gerekirken tüketimin hat safhada olması özellikle de israfın artması bu güzel ayın maneviyatına ters düşüyor. Böylesine güzel bir ayda israfın azalması gerekirken çok daha artmış olması oldukça üzücüdür.Özellikle ekmek israfının bu kadar fazla yapıldığı başka bir dönem var mıdır bilmiyorum! Ayrıca gereğinden fazla çeşit çeşit yemeklerin hazırlanması, sofraların bu yemeklerle donatılması, iftar sofralarının adeta yemek fuarı şekline dönüştürülmesi, ayıp olmasın diye eşin dostun çağrılarak sefa sürülmesi On bir ayın sultanı Ramazan ayının ruhuna, peygamber ahlakıyla ve sünnetiyle asla bağdaşmamaktadır.
Gönül isterdi ki evlerdeki bu israfın önüne geçebilmek adına bir proje hayata geçirilsin. Belki bu yazımdan sonra belediyede yöneticilik yapan zat-ı muhteremler konuya karşı hassasiyet gösterirler…
Ramazan ayı demek bereket demek, huzur demek, yemeğini birlikte paylaşmak demek, empati yapabilmek demek. Ramazan ayı demek tuttuğumuz orucun asıl amacının aç kalmak değil aç kalan insanlarla empati yapabilmek demek. Ramazan ayı demek sahip olduğumuz bütün nimetlerin farkına vararak Allah´a şükretmemiz ve sahip olduklarımızı ihtiyaç sahipleriyle paylaşmak demek. Tabi ki tüm bunları sadece Ramazan ayında değil ömrümüzün her deminde yapmalı ve bir görev haline getirmeliyiz.
Kimse kusura bakmasın ama…
Beykoz Belediyesi’nin Ramazan ayı boyunca Beykoz’un çeşitli noktalarında iftar verdiğini biliyoruz. Sizlerin de bildiği gibi uzun bir süredir Beykoz da dahi olmak üzere yurdun dört bir köşesinde Ramazan ayında ihtiyaç sahipleri için çadırlar kurulmaya başlandı. Ancak 2016 yılına bakıldığında ise gerek Beykoz Belediyesi’nin gerekse siyasi partilerin düzenlemiş olduğu iftar programları gerçek amacından oldukça uzak. Sanki bir yarış söz konusu. İhtiyaç sahibi olsun ya da olmasın en çok insanı kim toplar ise o kadar puan kazanılıyormuş gibi herkes bir yarışın içinde.
Defalarca kez şahit oldum insanların evde yemek pişirmeye üşendiği için veya evine misafir gelmesin diye iftar çadırına gittiğine. 20.40’larda okunacak olan ezan için saatlerce ayakta ya da oturduğu yerde bekleyen insanlar gördüm.
Niye peki?
Gerçekten saatlerce bekleyecek kadar muhtaç mı iftarda dağıtılacak yemeğe.
Cevabınız ‘hayır muhtaç değil’ mi? O zaman bu durum insanın aç gözlülüğünü gösterir.
Cevabınız ‘evet, muhtaçtır’ mı? Bu da ülkemizin içinde bulunduğu açlık sınırını gösterir.
Peki ya gerçek ihtiyaç sahipleri, onlar ne yaptı sizce?
Gözü doymamış insanlardan fırsat bulup da iftarını yapıp orucunu açabildi mi?
Yoksa belediyenin yaptığı gövde gösterisi yüzünden her gün evinde aynı çorbayı ısıtıp içmek zorunda mı kaldı!
CHP’lilerde fotoğraf kavgası!
Cumhuriyet Halk Partisi Beykoz İlçe Yönetimi de Ramazan ayı boyunca çeşitli noktalarda iftarlar gerçekleştirdi. Tüm bu iftarlar arasında en çok ses getiren ise CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun da katılımıyla Beykoz Çayırı’nda gerçekleşen iftar oldu. Katılımın çok fazla olması gözlerden kaçmazken bazı insanların ‘aç kaldık, kuru ekmek bile bulup yiyemedik’ şeklindeki söylemlerini görünce oldukça şaşırdım. Öncelikle gözü tok hiçbir insan defalarca bunu dile getirmez. Sonra dayanamayıp biraz da merakıma yenik düşerek CHP’den bir ağabeyimden bilgi rica ettim. Edindiğim bilgiye göre katılımın 2-3 katından daha fazla yemek dağıtılmış.
Durum böyle iken kim yedi bir başkasının hakkını.
Demek ki organizasyonda bir eksiklik, bir aksaklık olmuş.
Ya da farklı siyasi parti örüşüne sahip kişiler durumu provoke etmeye çalışıyor.
Benim rahatsız olduğum ve CHP’lilerin de kusura bakmasın dediğim şey ise; Parti mensuplarının özellikle sosyal medya üzerinden yaptıkları paylaşımlar. ‘Çok çalıştığım için başkaları gibi fotoğraf çektiremedim. Biz çalışıyoruz başkaları fotoğraf çekiliyor. İşi olmayanlar fotoğraf çektirecek zamanı da buluyor’ gibi laf sokmacılık.
Yahu siz ne zaman birlik olacaksınız da hem aynı parti çatısı altında bulunan insanları hoş görüp hem de başka insanları kucaklayacaksınız?