Son yıllarda çocuk istismarı ve ihmali bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de artmaktadır. Bu gibi durumları dünya genelinde ele alırsak, yapılan araştırmalarda İngiltere de haftada dört, beş kez rastlanırken ABD de günde üç çocuk; çocuk istismarı ve ihmali nedeniyle ölmektedir. Dört yaş altında her bin çocuktan biri fiziksel istismara uğramaktadır.
Çocuk istismarı oranı dünyada yüzde bir ila on arasında değişirken, ülkemizde bu oran yüzde 10 ila yüzde elli üç arasında değişmektedir. Duygusal istismar yüzde yetmiş sekiz, fiziksel istismar yüzde yirmi dört, cinsel istismar ise yüzde dokuz oranında olduğu bulunmuştur. İstismara maruz kalan çocukların yüzde yetmiş 2 ila 10 yaş arasındadır.
Peki bu durum bu kadar vahim ve apaçık ortada iken devlet büyükleri yani günümüzdeki hükümetçe ve milletçe ne yapıyoruz ve hangilerine engel oluyoruz. Bu ayki yazımda kısaca biraz bahsetmek ve sizinle de paylaşmak istedim. Özellikle son 6-7 yıldır bu durum almış başını gitmekte. Hatta gerek sosyal medyada gerekse görsel medyada hemen hemen 15 gün veya ayda birde olsa haberlerde görmekteyiz. Son zamanlarda birçoğunuz hatırlar Bingöl de ve Karaman da patlak veren sayıları 10 ila 13 arasında olan Karaman’ın Ensar Vakfı’nda meydana gelmişti. Öğretmenleri tarafından cinsel istismara uğrayan erkek çocuklardan hemen hemen herkes haberdar olmuştur. Ve bu olay televizyon ve sosyal medyada ciddi anlamda cereyan ederken o zamanın Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema RAMAZANOĞLU adeta Ensar Vakfı’na kalkan olurcasına toplumun derin yara duyduğu olay karşısında ‘buna birkez rastlandı diye ’ sözleri ile başlayıp bu kurumu ilgilendirmez hem ilgilendirirse de bir kez rastlanmış ne olacak, bu kurumun hizmetlerini karalamak doğru değildir gibisinde kamera karşısına geçip çocuklardan çok Ensar Vakfı’nı savunmaya geçmişti. Sayın bakanın savunmasından da anlaşılıyor ki, mevcut AKP hükümeti eğer bu tür olaylara yani özellikle çocuk istismarına karşı olmuş olsaydı o dönemin aile ve sosyal politikalar bakanını ya görevden alırdı yada her hangi bir yetkili kamera karşısına geçip kınama yapardı. Ama tabi ki öyle bir durum da olmadı ve hatta AKP yardakçıları olan medya grupları da bu olay karşısında vicdanlarının sesini kısıp tam aksine bakanı savunmaya geçmişlerdi.
Bu durum karşısında oturup ders çıkarmaları gereken AKP yetkilileri ve milletvekilleri tam aksine milletin aklıyla adeta alay edercesine ahlaksızca bir önergeyi TBMM getirip onaylamayı bile gerçekleştirmek istediler, cinsel istismar yasası ile ilgili yaptıkları tek düzenlem, kurbanı razı edip failiyle evlendirmek istemeleriydi. Yaptıkları yasa tasarısı ise tam bir fiyasko, halk diliyle söylersek eğer tecavüzcüleri ceza evlerinden salıvermek istemeleri oldu,
Nasıl mı? Şöyle kısaca anlatayım tecavüze uğrayan kişiyle tecavüzcüyü evlendirip bu işin kolayını seçmeleriydi, peki sormazlar mı bir kişi, birkaç sütü bozuk puşt tarafından tecavüze uğramışsa hangisiyle evlendireceksin veya malum vakıfta olduğu gibi erkek çocukları nasıl ve ne şekilde, kiminle evlendireceksiniz?
Tamda böyle bir yasayı meclise taşımaya hazırlanırken millet olarak CHP milletvekilleri ve CHP örgütünün de olağan üstü çabası ve azmiyle sokaktan imza toplayarak böyle rezil bir yasanın meclise gelmesini engellediler.
Böylesi ahlaksızca bir yasayı meclise taşımayı ön gören AKP’ li vekillerin aslında kendi içlerinde bu suçtan onların diliyle mağdur olan 4 önemli ismi kurtarmak istedikleri ve bu kişilerden birinin Akp il başkanı, birinin Akp milletvekilinin kardeşi olduğu, diğer iki ismin ise birinin bir tarikat lideri diğerinin ise yüksek bir holdingin sahibi olduğu gazetelerde yansımıştı.
Toplumun yüzde 99 unu ilgilendiren bu durumu AKP yetkilileri tecavüzcüyü adeta ödüllendirir gibi yasa çıkarmaya çalışsalar da, bu durum her zaman olduğu gibi toplumun sesine kulak veren Chp örgütü tarafından bertaraf edilmiştir. Söz konusu insan hakları, demokrasi ve çocuk hakları olduğunda, dün olduğu gibi yarında meydanlarda olacaktır.
Yeni yılın başta ülkemize ve milletimize barış ve huzur getirmesini temenni eder, sömürünün ve savaşın olmadığı bir yıl olması dileğiyle.