Beykoz İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün, “Okullar Hayat Olsun” projesi ile mahallenin kalbi bundan sonra okullarda atacak!
Beykoz İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, “Okullar Hayat Olsun” projesi kapsamında Kaymakamlık ve Beykoz Belediyesi ile bir protokol imzaladı. Protokole göre, mahallenin kalbi bundan sonra okullarda atacak!
İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, “Okullar Hayat Olsun” Projesi’nin Beykoz’da hayata geçirilmesine yönelik protokolünün imza törenini, okul müdürlerinin de hazır bulundukları bir davette gerçekleştirdi.
Beykoz Kaymakamı Aydın Ergün, Belediye Başkanı Yücel Çelikbilek, İlçe Milli Eğitim Müdürü Nazmi Yekrek, Belediye Başkan Yardımcısı Hanefi Dilmaç, Beykoz Müftüsü Hüseyin Demirtaş, İlçe Milli Eğitim şube müdürleri Tevfik Kaşıkçı ve Necla Çağlayan, Beykoz Halk Eğitim Müdürü Beycan Kal ve okul müdürlerinin katıldıkları protokol imza töreni, Büyükşehir Belediyesi Koru Tesisleri’nde yapıldı.
H. Nazmi Yekrek: Okullar mesai saatinden sonra da açık kalacak
Sunuculuğunu Beykoz Boğaziçi Anadolu İmam Hatip Lisesi Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni İsmail Ürkmez’in yaptığı imza töreni, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından başladı.
Töreninin açılış konuşmasını ise İlçe Milli Eğitim Müdürü Nazmi Yekrek yaptı. Yekrek, konuşmasının başında “Okullar Hayat Olsun” isimli projenin, Milli Eğitim Bakanı’nın öncülüğünde başlatıldığı hatırlatmasında bulunarak, “ bu proje cesur bir şekilde uygulama alanı bulacak olan bir projedir. Sayın Bakanımız bundan sonra eğitimdeki mesai saatlerinden sonraki zaman diliminde aynı canlılığı, aynı coşkuyu yaşatma adına mahalledeki, sokaktaki, o bölgedeki bütün vatandaşlar ile bütünleşme adına bu genelgesiyle emirlerini göndermiştir. Kendisi de bunu takip ediyor, buna sahip çıkmıştır. Biz de aynı hassasiyetle buna sahip çıkacağız” dedi.
Mahalleli bilgisayar labaratuarına!
H. Nazmi Yekrek, konuşmasının devamında proje süresünce STK’lar ve özellikle Beykoz Belediyesi’nden alınacak desteğin önemine vurgu yaptı. Yekrek, konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “ Eğitim saatlerinin sonrasında artık okulları kapatmıyoruz. Bundan böyle okullarımızın bahçesini, sınıflarını, konferans solonunu, bilgisayar labaratuarlarını mahalle ile, o bölgeyle bütünleştirerek faaliyete sokacağız. Halk Eğitim faaliyetleri, İSMEK faaliyetleri bundan sonra rahatlıkla okullarda yapılacak. O bölgedeki vatandaşın okula aidiyet duygusunu geliştireceğiz. Vatandaş ‘bu bizim okulumuz’ diyecek ve o okula tümüyle sahip çıkacak.”
İlçe Milli Eğiitm Müdürü, konuşmasını imzalanacak olan protokolün Beykoz’a hayırlı olmasını dileyerek, “ Beykoz, İstanbul’a örnek olacak. İddialıyız ve bu konuda tek yüreğiz” sözleriyle noktaladı.
Yücel Çelikbilek: Eğitim camiası ile halk kucaklaşacak
Konuşmasına, “Okullar Hayat Olsun” projesinin çok doğru bir çalışma olduğunu ifade ederek başlayan Belediye Başkanı Yücel Çelikbilek, “ eğitim camiası ile halkı bütünleştiren çok doğru bir çalışma bu. Eğitim camiası ile halkı kucaklaştıran bir çalışma. Vatandaş okullarda hayat bulacak. Okullar hayatın merkezi olacaklar. Zaten eğitim kurumlarını toplum hayatının merkezine oturttuğunuz zaman, o toplumda çok anlamlı işler olması beklenir. Toplumun hayatından eğitim kurumlarını çıkartırsanız, toplum onlara yabancılaşırsa, tabii ki o zaman o toplum eğitim noktasında aksayan bir toplum olur.”
Sözlerini, “Türkiye şu anda her alanda attığı adımların birini de eğitimde atıyor” şeklinde sürdüren Belediye Başkanı, yapılan bu çalışmanın çocukların ve velilerin okula olan ilgisini arttıracağını belirtti. 4+4+4 uygulamasının eğitime zenginlik katacağını da sözlerine ekleyen Çelikbilek, “ bu çalışmanın Beykoz’umuza, İstanbul’a, Türkiye’ye güzellikler katmasını diliyorum” dedi.
Beykoz Kaymakamı Aydın Ergün: Amacımız, projeyi Beykoz halkına duyurmak
Protokol imza töreninin son konuşmasını ise Beykoz Kaymakamı Aydın Ergün yaptı. Ergün, konuşmasının girişinde, “Okullar Hayat Olsun” projesine ilişkin protokolün Milli Eğitim Bakanı’nın da katılımıyla geçtiğimiz ay İstanbul’da imzalandığını hatırlattı ve “burada yaptığımız törenin amacı, yerel basınımız aracılığıyla bunu Beykoz kamuoyuna duyurmak ve projenin ilçede başarılı bir şekilde uygulanmasını sağlamaktır” dedi.
Kurslar için okulları kullanın
Belediye Başkanı Yücel Çelikbilek’in projenin maddi ayağı ile ilgili, yani okul bahçelerinin düzenlenmesi konusunda ciddi bir yükümlülüğe girdiğini düşündüğünü ifade eden Aydın Ergün, “ evet, böyle bir şey var, ama bizim belediyelerden istediğimiz başka bir şey var. Okul bahçeleri işin başka boyutudur. Proje, “okullar hayat olsun, mahalleli okulda hayat bulsun” şeklinde. Okuldan kasıt, sadece okulun bahçesi değil. Okullarımızın bilgi teknoliji sınıfları, labaratuarlar, kütüphaneler gibi alanlarının kullanılabilmesi için tek başına Halk Eğitim Müdürlükleri’nin kursları yeterli olmaz. Biz istiyoruz ki, İSMEK’ler, ilçe belediyesinin sosyal faaliyetleri, kursları burada yapılsın. Belediyemizden okul bahçelerimizn peyzaj çalışmalarını Orman İşletme Müdürlüğü ile birlikte yapmasını istiyoruz ama asıl istediğimiz şeylerden biri de, bu tür faaliyetler için okulların kullanılması.
Okul müdürlerinin endişesi
Biz bu proje yoluyla okulları kamuya açtığımız takdirde, vatandaş okula daha sık gelecek, okulu daha fazla benimseyecek. Okul müdürlerimizin şimdi aklından ‘kırılacak, dökülecek, masraf çıkacak; bizim zaten parasal olarak imkânlarımız yok. Bunları nereden karşılayacağız’ düşüncesi geçiyor. Aslında daha fazla vatandaş kullandığında okullarımızın bu tür ihtiyaçları ortadan kalkacak. Kıt kaynaklar ile yapılan, eğitim için yüzde 30’unu kullandığımız ve Cumartesi- Pazar, uzun yaz tatili ve yarı yıl tatillerinde boş tuttuğunuz bu mekânları mahallelinin, halkın hizmetine açmış oluyoruz.
Cezaevi gibi okul duvarı olmayacak
Okul binalarının çevresinde bulunan istinat duvalarını da eleştiren Kaymakam Aydın Ergün, “mimaride de bu anlayışın değişmesi gerekiyor ve değişecek. Cezaevi gibi okul duvarları olmayacak, bundan vazgeçeceğiz” dedi.
Okul bahçeleri beton değil, toprak olmalı
Okul bahçelerinin betonlaştırılmasını da doğru bulmadığını ifade eden Ergün, şu açıklamayı yaptı:“ Zaten her yer beton. Halbuki bunun tam tersi olması gerekiyor. Ayakları toprağa değmeden büyüyen bir nesil istemiyoruz.”
Kilit rol, okul müdürlerinde
Bu protokolün başarılı veya başarısız olabilmesinin sebebi, okul müdürleri ve öğretmen arkadaşlarımızdır. Okul bu projede başarılı olmuş ise, birinci derecede teşekkürü hak eden o okulun müdürü ve çalışma arkadaşlarıdır. Genelgeler ve protokollerin hayat bulması, okul müdürlerimizin bu işi benimsemesine bağlı.
Başarısızlığın bir bedeli olacak
Kusura bakmayın, başarısızlığın bir bedeli olacak. Başta Milli Eğitim Müdürümüz olmak üzere, biz, valimiz, bakanımız bu işi ısrarla takip edecek ve projenin başarılı olması için elimizden geleni yapacağız.
4+4+4 uygulamasını eleştiren öğretmenler, görevlerinden ayrıldıktan sonra eleştiri yapsın
Sözlerini, “ bu sene hareketli bir yıl geçireceğiz” şeklinde sürdüren Beykoz Kaymakamı Ergün, şu an Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün onayında beklemekte olan 4+4+4 uygulamasına değindi. Ergün, bu konuda şunları söyledi: “ Bu çok yabancısı olduğumuz bir şey değil. Biz okurken de böyle okumuştuk. Bireysel olarak bu yasanın yanında, karşısında olabiliriz. Ben 4+4+4 eğitim sistemini canıgönülden destekliyorum. Demokratik, açık bir toplum içerisindeyiz. Kamu görevlisi sıfatını bir tarafa bırakıp bunun olumsuz bir düzenleme olduğunu düşünen arkadaşlarımız da olabilir. Ama biz aynı zamanda bir kamu görevlisiyiz ve bir profesyoneliz. Bize düşen şey, yüce Meclis’in çıkarmış olduğu yasaları harfiyen, en iyi şekilde uygulamaktır. Bununla ilgili olumsuz düşüncelerimiz varsa, bu görevlerimizden ayrılırız, başka şekilde çalışmalar ile eleştirilerimizi sürdürebiliriz. İnanmasak, kabul etmesek dahi çıkan yasaları, genelgeleri, yönetmelikleri,yürürlükteki mevzuatı istisnasız en iyi şekilde uygulamak görev anlayışımızın gereğidir.”
Beykoz Kaymakamı Aydın Ergün, konuşmasının sonunda, “Beykoz’daki çalışma iklimine güvendiğini” belirterek, “ yeni protokolün Beykoz’a, İstanbul’a, ülkemize hayırlı olmasını” diledi.
Bu proje kamunun desteği olmadan yürümez
Yapılan protokol konuşmalarının ardından ise imza törenine geçildi. Kaymakam Aydın Ergün, Belediye Başkanı Yücel Çelikbilek ve İlçe Milli Eğitim Müdürü Nazmi Yekrek, protokolleri karşılıklı olarak imzaladılar. Ardından okul müdürleri de kendilerine dağıtılan protokolün altına imza attılar.
Kaymakam Ergün, imzasını attıktan sonra, basına “bu proje kamunun desteği olmadan yürümez” açıklamasını yaptı.
Kaymakam Aydın Ergün’ün ricasıyla…
Beykoz Kaymakamı Ergün, projenin kamuoyunun desteği olmadan başarılı olamayacağını belirterek, Beykoz yerel basınından ilgili protokolün kamuoyunun dikkatine sunulması ricasında bulundu. Bu nedenle, biz de Beykoz Güncel Haber olarak “Okullar Hayat Olsun” projesi ile ilgili gerekli bilgiyi aşağıda dikkatlerinize sunuyoruz:
Bu projeye neden ihtiyaç duyuldu?
Milli Eğitim Bakanlığı, Orman ve Su işleri Bakanlığı ve Türkiye Belediyeler Birliği ile katılımcı (gönüllü) belediyelerin işbirliğinde hayata geçirilmek üzere başlatılan 13.12.2011 tarihli “Okullar Hayat Olsun” projesi ile ilgili “ Uygulama Protokolü”nde şu bilgiler yer alıyor:
Arka Plan
Kamu kaynaklarının daha verimli ve etkili bir şekilde kullanılabilmesi için gelişmiş birçok ülkede okullardan okul saatleri dışında da yararlanılmasına yönelik eğilimler artmaktadır. Okullar okul saatleri dışında, hafta sonlarında ve yaz aylarında hizmet sunan kurumlar haline dönüşmüşlerdir. Okulların boş zamanlarında, sadece öğrencilere değil aynı zamanda okul çevresindeki mekânlarda yaşayan mahalleli yetişkinlere de hizmet verilmektedir. Öğrencilere yönelik etüt ve kurslarla eğitim kalitesinin artırılması amaçlanırken, yetişkinlere yönelik mesleki, sosyal ve kültürel hizmetler ile okul adeta eğlenme ve dinlenme aktivitelerini de içinde barından öğrenme alanlarına dönüşmektedir. Yetişkinlere meslek ve beceri kazandırılması, sosyal ve kültürel eğitimlerle destek olunması ve yetişkinlerin boş zamanlarını okul içinde değerlendirmesinin öğrenme süreçlerine ve eğitim kalitesine etkisi oldukça yüksektir. Bu kapsamda faaliyet gösteren okullar, çevresindeki toplumla bütünleşen öğrenme merkezi haline gelmektedir.
Okulların okul saatleri dışında da açık tutulmasının nedenleri değerlendirildiğinde yetersiz yararlanma ilk neden olarak karşımıza çıkmaktadır. Okullardan eğitim dönemleri dikkate alındığında gündüz saatlerinin ancak % 30’u civarındaki kısmında yararlanılmaktadır. Geri kalan saatlerde ve akşamları ise kıt kaynaklarla yapılan bu milli servet atıl kalmaktadır. Normal öğretimin yapıldığı okullarda eğitim genelde 14.00 – 15.00 arasında sona ererken, ikili öğretimde bu süre 17.00 – 18.00’e kadar çıkmaktadır. Okullar gece vakitlerinde hizmete açılmadığı gibi hafta sonları çoğunlukla tümüyle kapalıdır.
Okullardan okul saatleri dışında da yararlanılması gereğinin ikinci nedeni, aslında çoğu yerleşim yerinde okul binalarının, eklentilerinin (spor salonu, kütüphane) ve bahçelerinin tek ve en büyük ortak kullanım alanı olmaları, halka hizmet üretilebilecek bu büyüklükte başka fiziki kapasitenin bulunmamasıdır. Gerçekten, birçok il ve ilçemizde topluma hizmet sunabilecek başka mekânlar bulunmamakta ve kıt kaynaklar buralarda yeni tesislerin yapılmasına imkân vermemektedir. Diğer taraftan hızlı kentleşme, kaynakları bulunan yerleşim yerlerinde dahi bu tür alanlar yapılmasını sınırlandırmaktadır. Birçok büyük şehir için okul binaları ve özellikle bahçeleri halkın nefes alabileceği yegâne alanlar konumunda bulunmaktadır.
Diğer bir neden ise, bilgi toplumunda toplumsal hizmetlere yönelik talep artışıdır. Bilgi toplumunda yaşam ve çalışma şartları hızla değişmekte, eğitim ve hayat boyu öğrenme tüm toplumun süreklilik arz eden bir ihtiyacı haline dönüşmüş bulunmaktadır. Artan ihtiyacı karşılamak için sürekli yatırım yapmak ve hizmet üretmek gerekmektedir.
Kuşkusuz okullardan yararlanılmasında en belirgin husus, kıt kaynakların etkin kullanılarak altyapı, yatırım, idari ve personel harcamalarından tasarruf sağlanmasıdır. Okulların yanı sıra sosyal ve kültürel hizmet üretmek üzere açılacak her tesis için çok büyük miktarda yatırım maliyeti ortaya çıktığı gibi, ayrı ayrı yapılar için gereken personel istihdamı ve idari giderler çok daha fazla olmaktadır. Ayrı birim, aynı zamanda ayrı yönetici personel ile idari personel ve hizmetli istihdamını ve cari harcamaları beraberinde getirmektedir. Örneğin, ülkemizde belediyelerin birçoğu bilgi evleri ve kütüphaneler açmaktadır. Her mahalleye bu tesisleri yapmak belediye bütçeleriyle karşılanması mümkün olmayan büyük maliyetler oluşturacaktır. Oysa belediyeler, uygulama alanı olarak okulu, bilgi teknolojileri sınıflarını ve kütüphaneleri aynı fonksiyonları icra etmek için kullanabilirler.
Son bir husus ise, okul saatleri dışında da okullar açık tutulduğunda öğrenciler, aileler ve halk değerli eğitsel kaynaklara erişme imkânına sahip olmaktadır. Okulların hem öğrenciler hem de yetişkinler için öğrenme merkezleri olarak hizmet vermesi okulların çocuklar için okul saatleri sonrasında ve yaz aylarında güvenli bir sığınak olmasını sağlayacaktır. Çocukların zamanlarını okulda geçirmesi onları şiddetten, uyuşturucudan koruyacak ve rehberlik hizmetlerinin daha iyi verilmesini sağlayacaktır.
Diğer taraftan birçok gelişmiş ülkede ve ülkemizde belediyelerin toplumun ekonomik, sosyal ve fiziki kalkınmasından sorumlu belediyecilik anlayışı gereği eğitimden sağlığa, spor aktivitelerinden zararlı alışkanlıklarla mücadeleye kadar birçok alanda toplumsal sorumluluk gereği hizmet verdikleri bilinmektedir. Başta büyükşehir belediyeleri olmak üzere birçok il ve ilçe belediyesi öğrencilere ve yetişkinlere yönelik hizmetler sunmak amacıyla çalışmalar yapmakta ve bu amaçla çok sayıda hizmet merkezi oluşturmuş bulunmaktadır. Ancak, bu tür hizmetleri sunabilen belediye sayısı sınırlı olduğu gibi, bu belediyelerin dahi hizmetleri tüm şehre yaygınlaştırma sorunu yaşadıkları bilinmektedir. Yapılan değerlendirmelerde bu alanda çok çaba sarfeden ve çok sayıda sosyal hizmet kurumu kuran belediyelerin eriştiği nüfus büyüklüğünün okullarla işbirliği yapılması halinde yerellik prensibi gereğince kat kat fazlalaşacağı ileri sürülmektedir. Okullarla işbirliğinin belediyelere, halka erişme ve hizmetlerini tanıtma fırsatı sunacağı da açıktır.
Amaç
Madde 1– (1) Protokol ile; Milli Eğitim Bakanlığına bağlı olarak faaliyet gösteren tüm okulların eğitim-öğretim saatleri dışında, hafta sonlarında ve yaz aylarında dersliklerinin, kütüphanelerinin, bilgi teknolojileri sınıflarının, çok amaçlı salonlarının, konferans salonlarının, spor salonlarının ve okul bahçelerinin belediyelerle işbirliği yapılarak velilerin, mahallelinin ve çevrenin hizmetine açılması; okulların öğrenciler ve yetişkinler için birer “hayat boyu öğrenme merkezi” ve eğlenme ve dinlenme aktivitelerine imkan veren “yaşayan güvenli alanlar” haline dönüştürülmesi amaçlanmaktadır.
(2) Ayrıca, Protokol ile okul bahçelerinin fiziki yapılarına uygun projelere göre yeniden düzenlenerek Orman ve Su İşleri Bakanlığı, belediyeler ve ilgili sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği içinde peyzaj ve tasarımının yapılması, ağaçlandırılması, ekolojik okul bahçelerinin oluşturularak çevrenin yararlanabileceği alanlar haline getirilmesi hedeflenmektedir.
(3) Böylece;
a) Okul bina ve eklentileri ile okul bahçelerinden yeterince yararlanılması,
b) Okul-aile ilişkisi ve ailelerinin okula aidiyetlerinin güçlendirilmesi,
c) Halkın artan mesleki, sosyal ve kültürel hizmet talebinin karşılanması,
ç) Hayat boyu öğrenmenin yaygınlaştırılması,
d) Ülke kaynaklarının etkin kullanılması,
e) Fiziki kapasitenin okul alanları ve bahçeleri ile sınırlı olduğu çoğu il ve ilçede hizmet üretme potansiyelinin ortaya çıkarılması,
f) Belediyelerin okul bina ve bahçelerini okul saatleri dışında kullanarak hizmet üretmeleri,
g) Kamu birimleri arasında işbirliğinin kurumsallaşmasına katkı sağlanması,
ğ) Belediye hizmetlerinin yaygınlaştırması,
h) Toplumun öğrenme imkânlarının genişletilmesi,
fırsatları sağlanmış olacaktır.
Haber: Arzu Başlantı