Ekim ayında İkiz Kuleler'e yürüyelim!

Beykoz Vakfı Başkanı Şaban Tören, Cam Fabrikası’nın projelere bir an önce başlaması için, gerekirse Beykozlular’ı İkiz Kuleler’e yürüteceğini açıkladı.

Beykoz Vakfı Başkanı Şaban Tören, düzenlediği bir basın toplantısında Cam Fabrik

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Beykoz Vakfı Başkanı Şaban Tören, Cam Fabrikası’nın projelere bir an önce başlaması için, gerekirse Beykozlular’ı İkiz Kuleler’e yürüteceğini açıkladı.

Beykoz Vakfı Başkanı Şaban Tören, düzenlediği bir basın toplantısında Cam Fabrikası’nın Beykoz’da istihdam sağlayacak projelere bir an önce başlaması için, gerekirse Beykozlular’ı İkiz Kuleler’e yürüteceğini açıkladı.

Cam Fabrikası’na üç ay müsaade veriyoruz!

Şaban Tören, bu amaçla yerel basın mensupları için düzenlediği kahvaltılı toplantıda yaptığı açıklamada, Şişe Cam Fabrikası’nın Beykoz’da hiçbir sosyal sorumluluk projesinde yer almayışını ve fabrika arazisizinin sadece depo olarak kullanılıyor olmasını eleştirerek, “İş Bankası’nı dize getireceğiz!” dedi.

Pilavdan dönenin kaşığı kırılsın!

Vakıf Başkanı Tören, Şişe Cam Fabrikası, Ekim ayının 20’sine kadar Beykoz’daki arazisi ile ilgili olarak ilçede işsizliği azaltacak somut bir projeyi kendilerine yazılı olarak sunmadığı takdirde, “tüm Beykoz halkını Kuleler’e yürümeye davet edeceklerini” kaydederek, “bizi kimse durduramaz; pilavdan dönenin kaşığı kırılsın!” açıklamasında bulundu. 

Şaban Tören, şunları söyledi: “ İş Bankası’nın iştiraki olan Şişe Cam Fabrikası, 1934 senesinde Atatürk’ün talimatı ile kuruldu. Genel Müdürü olan Şahap Kocatopçu da Cumhuriyet’in kurumları tarafından eğitime gönderiliyor ve meteoroloji mühendisi olup Paşabahçe’nin başına geçiyor. Şu an Paşabahçe’de üretim olmuyor ama dünyanın her tarafında özellikle Sovyetler Birliği’nde üç fabrikaları var; Bulgaristan’da bir fabrikaları var; Mısır’da fabrika kurmak üzereler.”

Beykoz, depo olarak kullanılıyor!

Paşabahçe Cam Fabrikası, bütün birikimlerini, bütün alt yapısını Paşabahçe’de sağladı ve yaklaşık 6-7 yıldır da burada üretimlerini noktaladılar.  Yurt dışında yaptıkları üretim için ise Paşabahçe’de yaklaşık 125 dönüm araziyi depo olarak kullanıyorlar. Burası İş Bankası’nın resmi mülküdür ama ne kadar özel görünse de, biz devlet mülkü olarak görüyoruz. Çünkü Atatürk’ün kurduğu fabrika, halkındır diye düşünüyoruz.”

Cam Fabrikası! Beykoz’da bir çeşmen bile yok!

1934 yılında alınan bu fabrika o gün 50 TL ise, bugün 50 milyar diyelim. Bugün satsa aradaki fark İş Bankası’nındır. Biz diyoruz ki; ‘burada üretim yaptın; sonunda binlerce işçin mağdur oldu; onların çocukları şu anda Beykoz’da işsiz ama sen para kazandığın, markalaştığın ilçeye hiçbir kalıcı eser, hiçbir sorumluluk projesi yapmadın.  Beykoz’da bir çeşmen bile yok!”

Bu fabrikanın yeri Beykoz halkınındır

Biz bu fabrikanın yerinin Beykoz halkına ait olduğunu savunuyoruz. Satıyorsan da aradaki farkı Beykoz halkına ver. Beykoz’a bir yatırım yap, üniversite aç; yaşlılar yurdu, öğrenci yurdu aç. Mutlaka bir şey yap Beykoz’a.”

Paşabahçe’nin peşini bırakmayacağız!

Beykoz halkı dernekleriyle, yerel basınıyla, bürokratıyla bir bütün olursa, biz Beykoz Vakfı olarak Paşabahçe Şişe Cam Fabrikası’na Beykoz’a olan sorumluluklarını hissettireceğiz. O, burnundan kıl aldırmıyor. Paşabahçe Genel Müdürü’ne ‘bir Ticaret Üniversitesi kuralım’ diye bir yazı gönderdik. Bize, ‘biz ilkesel olarak bu işin içerisinde olamayız; size mutluluklar, başarılar’ şeklinde cevap verdi! Paşabahçe, Beykoz’a karşı sorumluluğunu yerine getirmiyor. Biz, Paşabahçe’nin ‘Paşabahçe’ markasını kullanmaması konusunda araştırma içerisindeyiz; avukatlarımıza talimat verdik.

Paralı insanlar yukarılarda yaşıyor, onların sağladıkları katkı da ortada!

Beykoz, fabrikalar kapandıktan sonra problemli bir bölge haline geldi. Beykoz’da para yok. Bu caddelerde işsizler ve emekliler geziyor. Paralı insanlar yukarıda; onların da Beykoz’a ne kadar katkı sundukları ortada! Onun için biz bu fabrikanın yerine bir an önce istihdama yönelik, gençlere ve kadınlara yönelik iş alanları açılması için lobi yapıyoruz.”

Hızır Yılmaz’ı eleştirdi

Beykoz Vakfı Başkanı Şaban Tören, konuşmasının devamında siyasi parti ilçe başkanlarının katıldıkları 2B ile ilgili açık oturumda söz alan CHP İlçe Başkanı Hızır Yılmaz’ın Beykoz’da inşa edilmesi planlanan Marina ile ilgili eleştirisine de şu sözler ile atıfta bulundu: “İlçe başkanlarımızdan biri, ‘Beykoz’a marina yapılır mı? Gecekonducu buraya kotrasını mı bağlayacak?’ diyor. Bizim böyle siyasetleri bir kenara bırakmamız lâzım. Oraya kotrasını getirecek adam; Beykoz’da alışveriş yapacak, Beykoz’a girdi sağlanacak. Biz Beykoz’a yapılacak her türlü girişimi destekliyoruz. Üniversiteyi, yapılacak otelleri destekliyoruz ama Beykoz’da yaşayan halkın da burada kalması için her türlü mücadeleyi vermek gerekiyor.” 

Fabrika çalışanlarına kimse sahip çıkmadı

Şaban Tören, fabrikaların varlığı nedeniyle Beykoz’a yerleşen Anadolu insanına  zamanında belediyelerin de, devletin de barınma olanağı sağlamadıklarını ifade ederek, “ biz belediyeler olarak, devlet olarak bu insanlara kooperatifler yaptık da, bu insanlar da ormanı keserek, gece kondu mu yaptı?” diye sordu. Vakıf Başkanı sözlerini şu şekilde sürdürdü: “ Biz onlara sahip çıkmadık, onları çaresiz bıraktık. Onlar da gitti, bulduğu alanı birileri onlara pazarladı; bu yerleri para verip aldılar ve gecekondularını yaptılar.

Yolda gezemiyoruz; önümüzü keserek iş istiyorlar

Beykoz’a istihdam olanağı sağlayacak olan projelerin bir an önce hayata geçirilmesi gerektiğini savunan Şaban Tören, Şişe Cam Fabrikası’nın Beykoz’daki arazisini satmadığını, satmak için ise afaki paralar istediğini kaydederek, “ kendin bir şey yapmıyorsun; devlet de üstüne gitmiyor; öngörünüm, arka görünüm derken imar vermiyor. Ben öngörünüm, arka görünüm anlamam. Ne yapıyorsanız yapın; bir an önce 2 bin tane işsize iş yaratın, Beykoz’un problemleri çözülsün. Biz bu caddede gezemiyoruz. 20-30 kişi yolumuzu kesiyor, bizden iş istiyor, aş istiyor.”

İş Bankası’nı dize getireceğiz!

Beykoz’un çok problemli bir yer olduğunu ifade eden Şaban Tören, “ problemlerimize sahip çıkalım. Buradan mafya gruplarına giren tetikçi sayısı, İstanbul’un bütün ilçelerine bedel. Bu önemli bir mesajdır; onun için iş alanları bir an önce açılmalıdır. Onun için de İş Bankası’nı dize getireceğiz. Babalarının çiftliği gibi yönettiler; Beykoz’a karşı sorumluluklarını onlara hatırlatmasını biliyoruz” dedi.

Ekim ayında eylem planı yapılacak

Şaban Tören, konuşmasının ardından ise yerel basının sorularını cevaplandırdı. Tören, konuşmasında Beykoz’da faaliyet gösteren yöre derneklerine seslenerek, “ eğer bu dernekler bizim gibi düşünüyorlar ise, ben Beykoz’u İş Bankası Kuleleri’ne yürütürüm; Köprü’yü de keserim. O zaman herkes Beykoz’u konuşur; sonuç almada önemli bir rol üstlenmiş oluruz. Eğer kamuoyu desteği bizim arkamızda olursa, ben Beykoz Vakfı Başkanı olarak bütün Beykoz halkının çıkarlarını savunarak, hepinizi İkiz Kuleler’e yürütürüm” açıklamasını yaptı.

Beykoz halkını Paşabahçe’ye karşı ayaklanmaya çağırıyorum!

Beykoz Vakfı Başkanı, “Adamlar bizim sayemizde marka oldular; Türkiye’nin en kârlı kuruluşlarının içindeler ama şu an burnundan kıl aldırmıyor, Beykoz’a karşı hiçbir sorumluluk projesi yapmıyor. Onun için ben Beykoz halkını Paşabahçe’ye karşı ayaklanmaya çağırıyorum” dedi.

Beykoz Vakfı’nın yerel basına dağıttığı basın açıklamasında yer alan ifadelerden bir kısmını dikkatlerinize sunuyoruz:

“Halkımıza ve basınımıza duyurumuzdur!

Beykoz ilçemiz, Türk ekonomisi ve imalat sanayinde ismini tarihe geçiren “iki semt isminin” markalaşmasıyla önemlidir; Paşabahçe ve Beykoz…

Paşabahçe Deri Kundura ve Paşabahçe İçki fabrikaları kapatıldıktan sonra bu isimle üretimleri de durdurulmuş, markalarını rafa kaldırmışlardır. Şişecam ise, ‘Paşabahçe’ adıyla ünlenmiş olan ürünlerini Paşabahçe’de üretmekten vazgeçip var olan fabrikayı boşaltıp, imalatını Gürcistan, Bulgaristan, Rusya vb. ülkelere kaydırmıştır.

Vakfımız, Paşabahçe ve Beykoz çevresinde cam sanatı ve zanaatıyla uğraşanlara yurt içi ve yurt dışından getireceği uzmanlar aracılığı ile Osmanlı Türk ve dünya cam sanatı örnekleri ile pazarlama konularında eğitimler vererek, onların “BirleşikPaşabahçe” markası altında toplanmalarını sağlayacaktır.

Şiş Cam, isterse Leningrat, Moskova, Sofya veya oralardan kulağa hoş gelen bir semt ismini kendine marka olarak kullanabilir.

İstanbul Boğazı’nın incisi Paşabahçemiz’i, Şişecam’ın metruk, harabe olmaya yüz tutmuş, kurumuna küskün binasından kurtarıp bir an önce Beykoz ilçesi ve sakinlerine ekonomik fayda sunacak hale gelmesini sağlamak hedefimizdir.

Mustafa Kemal Atatürk’ün Türk halkına hizmet etmesi için kurduğu bu mekânın, üniversite veya benzer bir işlev üstlenmesi de yanlış olmayacaktır düşüncesindeyiz…

Haber: Arzu Başlantı

Ekim ayında İkiz Kuleler'e yürüyelim!
Bizi Takip Edin