Sosyolog, gazeteci ve yazar Fatma Barbarosoğlu’nun gündelik hayattaki değişimleri aktardığı Gündelik Hayat Analizleri Beykoz’da devam ediyor.
Beykoz Belediyesi’nin Prof. Dr. Necmettin Erbakan Kültür Merkezi’nde düzenlediği söyleşi programında ilçe sakinleri ve okurlarıyla buluşan Fatma Barbarosoğlu, ölüm bahsi üzerinden sosyal ve kültürel hayattaki değişimi aktardı.
Her kültürün bir dengesi vardır. Bizim kültürümüzün dengesi de ölümle birlikte yaşamaktır diyen Fatma Barbasooğlu sözlerine : Kültürümüzde ölüm sıradan, doğal bir süreçtir. Yahya Kemal’e Türkiye’nin nüfusunu sorduklarında oldukça yüksek bir rakam verdiğinde şaşırırlar. O da cevaben Biz ölülerimizle beraber yaşarız’ der. Post modern kültürün ana damarı ise ölümü öldürmektir. Dizilerle birlikte ölümü öldürme’ bahsi hayatımıza yavaş yavaş girdi. Ölüm bir son değil öbür dünyaya bir başlangıçtır. Kültürümüzde mezarlık mahallenin bir köşesinde yerini almıştır. Bu anlayış hayatımızda aşama aşama zarar görüyor diye devam etti.
Yaşam hızlandıkça şiddet artıyor
Ölümün estetize edilmesiyle, gerçekliğinden koparılmasıyla da toplum olarak ölüme bakışımızın yaralandığına dikkat çeken Barbarosoğlu İlk defa Talat Paşa’nın cenazesinde askeri bando çalındı, ilk çelenk Abdülhak Hamit Tarhan’ın cenazesinde gönderildi ve ilk defa Uğur Mumcu’nun cenazesi alkışlandı. Dizilerdeki ölümü öldürme bahsinin yanı sıra hayatın aşırı tıbbileşmesiyle de karşı karşıyayız. Hayatın aşırı tıbbileşmesiyle normal olandan uzaklaşmaya başladık. Yaşam hızlandıkça şiddet üretiyoruz. Toplum olarak normal olanı, fıtri olanı istememiz çok önemli dedi.
Barbarosoğlu şiddetin ölümle aramıza koyduğumuz mesafe sebebiyle arttığına da değindi.