CHP Eski Milletvekili İlhan Kesici, Beykoz Türk Ocakları’nın Kasım ayı toplantısına konuk oldu.
Beykoz Türk Ocakları’nın Kasım ayı toplantısındaki konuğu, CHP Eski Milletvekili İlhan Kesici oldu.
Anadoluhisarı’nda bulunan Beykoz Kıyı Emniyeti Sosyal Tesisleri’nde gerçekleştirilen kahvaltılı organizasyona Beykoz Türk Ocakları üyelerinin yanı sıra; Eski Kültür ve Turizm Bakanı Bahattin Yücel, Türk Ocakları Genel Başkanı Cezmi Bayram, Maltepe Türk Ocakları Başkanı Halit Can, Kızılay Derneği Başkan Yardımcısı Tahir Akar, Beykoz MHP İlçe Başkanı Akif Taşdemir ve BBP Beykoz İlçe Başkanı Mustafa Bağcılar katıldı.
Açılış konuşmasını gerçekleştiren Beykoz Türk Ocakları Başkanı Mustafa Arman, Türk Ocakları’nın bugüne kadar yapmış olduğu etkinliklerinden sırasıyla bahsetti. Önümüzdeki ay içerisinde MHP İstanbul Milletvekili Engin Alan’ı misafir edeceklerini belirten Arman, sözü İlhan Kesici’ye bıraktı.
Türkiye’nin içinde bulunduğu durumu çok fazla ciddiye almak lazım!
Günümüzdeki birçok olaya değinen Kesici’nin mali alanlarda verdiği bilgiler ise, ülke ekonomisinin durumunu gözler önüne serdi. Ülkenin toprak satışı yapması için bilerek borçlandırılmış olabileceğini iddia eden Kesici, buna örnek olarak da iki sene önce Yunanistan’da yaşanan ekonomik krizi gösterdi. Avrupa Birliği’nden maddi yardım talep eden Yunanistan’a yapılan adalarını sat teklifi gibi Türkiye’ye de toprağını sat diyebilirler’ diyen Kesici, konuşmasında şunları söyledi: Eskiden bu tarz sohbetleri çok daha verimli buluyordum fakat son zamanlarda psikolojik halimiz Türkiye’ye laf söylemeye fazla gerek olmadığı durumuna geldi. Türkiye’nin içinde bulunduğu durumu çok fazla ciddiye almak lazım. Gelecekte bugünleri çok fazla arayabiliriz. Bazen zuhurattır, bazı kötü durumlardan çok güzel şeyler zuhur eder. İnşallah Türkiye’de bu kötü durumdan yüzünün akıyla çıkar. Bununda bir tek şartı var, o da ülke aydınlarının üstün bir gayreti olur ise, meseleye doğru vaziyet etme pozisyonu alırlar ise, bu sıkıntılardan -henüz bela olmamıştır hala sıkıntıdır- ülkemizi kurtarabiliriz. Bu coğrafya güçsüzü ve küçüğü sevmez. Eğer Türkiye gücünü kaybederse, özellikle de ekonomik gücünü kaybederse, çünkü bu teknolojiyi ve birliği de beraberinde getirir, bizlere bu coğrafyada yaşam hakkı tanımazlar. 1908 yılında kurulan ve adında Türk kelimesi geçen ilk dernek Türk Derneği’dir. Daha sonra 1911 de Türk Yurdu kurulmuştur. Bu milletin derdini dert edinmiş büyüklerimizin kurduğu dernek ise 1923’ten 1931’e kadar devletin en güçlü STK’sı olan Türk Ocakları’dır. 1931’de Türk Ocakları kapatılmıştır. Yeni kurulan Cumhuriyet Sovyet Rusya ile ilişkiler kurmak istiyordu. Fakat Türk Ocakları Turancılık yapıyor ve bu duruma engel oluşturuyordu. Bu yüzden de kapatıldı. Asla Türk Milliyetçiliğine karşı bir durum söz konusu değil, uluslararası siyasetin getirdiği bir durumdur. Bizi yönetenlerin bir bölümü 10 Ağustos 1920’de imzalanan Sevr Anlaşması’ndan ve akabinde ortaya koyulan Sevr haritasından rahatsız değiller. Zamanında dedeleri de rahatsız değillerdi. Ekonomideki sıkıntıları meydana getiren bu adamlar bunu bilerek yapıyor olabilirler. Bu saray var ya adamı götürür. Dünyanın hangi ülkesinde olursa olsun saraylar adamları götürmüştür!.
2002’de 200 milyar dolar olan devletin borcu şu an 580 milyar dolar!
Dolmabahçe Sarayı’nın sadece borçla yapılan bir saray olduğunu ve 1854’te yapılan Kırım Harbi’nin ekonomik yükünü imparatorluk kaldıramadığını bu yüzden de borç aldığını ifade eden Kesicisi; 1854’ten 1974’e kadar alınan bu borcun faizi Osmanlı İmparatorluğu gelirlerinin %25’ine tekamül eder olmuştu. Osmanlıya borcunu öde dediler, ödeyemeyince de Osmanlı varlıklarının satılması için Duyun-i Umumiye kuruldu. Bu kurumun kurulmasına imza atan Cennet Mekan Abdülhamit Han’dı. Peki sonra? Abdülhamit Han tahtan indirildi ve meşrutiyet oldu, borç ödenmeye devam etti. Balkan harbi geldi borç ödenmeye devam etti. Cihan harbi ve sonrasında milli mücadele geldi ama borç hep ödenmeye devam etti. Yani devlet borç kıskacından hiç çıkamadı. Şimdi hükümette olan bu arkadaşlar iş başına geldiğinde 2002’de ekonomi berbat bir haldeydi. Cumhuriyet tarihinin en kötü ekonomik durumu söz konusuydu. Şimdi bunların göreve gelmesine de vesile olan o günkü ekonomik rakamlarla, bunlara göre en iyi olduğumuz bugünkü rakamları karşılaştıracağız. 2002 sonunda IMF’ye olan borcumuz 22 milyar dolardı. Bunun yanında da 42 milyar dolarda ülkenin dış borcu vardı, toplamda 64 milyar dolar. Günümüzde IMF’ye olan borç sıfırlandı. Bir hafta önceki rakamları söylüyorum, şu an devletin dış borcu 117 milyar dolar. 2002’de ki 64 milyar dolar borç devletin 80 senede biriken dış borcu sadece 12 senede nereyse %100 artış göstermiş. Özel sektöre gelecek olursak 2002’de 43 milyar dolar olan özel sektör borcu, on gün öncesine kadar 260 milyar dolar. Devletin birde iç borcu var tabi 2002’de 148 milyar lira yani o zamanın parasıyla 90 milyar dolar olan iç borç, bugün 387 milyar lira yani 100 küsür milyar dolar. Rakamları toplarsak 2002’de 200 milyar dolar olan devletin borcu şu an 580 milyar dolar. Tam 3 kat artmış. Daha küçük borcu olan devletin bir sürü yatırımı vardı. Bunlar onları da sattı toplam 62 milyar dolara. Şimdide çıkıp Ey’ diye ortalarda bağıra bağıra dolanıyorlar. Eğer CHP ve MHP bu AK Parti’nin davranışının 5 katı davranışta bulunursa bunları sandıkta devirirler. Ama bu çarkı yani sıcak para ve korku çarkını döndürdükleri sürece ülkenin bu durumu değişmez aksine kötüye gider şeklinde konuşmasını tamamladı.
Toplantı, Beykoz Türk Ocakları adına İlhan Kesici’ye verilen plaketten sonra son buldu.