Kim suçlu; AK Parti mi? CHP mi?

Kim suçlu; AK Parti mi? CHP mi?  Çıkan yasayı iptal ettirenler mi? Yasayı çıkartanlar mı? Tutturmuş herkes ‘2B nasıl bir yasa imiş?’ Bu herkesin, her şeyin içinde; aklında fikrinde zihinlerinde….

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Kim suçlu; AK Parti mi? CHP mi?  Çıkan yasayı iptal ettirenler mi? Yasayı çıkartanlar mı? Tutturmuş herkes ‘2B nasıl bir yasa imiş?’ Bu herkesin, her şeyin içinde; aklında fikrinde zihinlerinde. Birileri “2B’yi çözdük”; birileri ise “2B felaket getirdi” diyor.

Çıktılar arenaya; toplantılar, kahvaltılar, yemekler, gösteriler, eylemler… Peki sonuç? Elde var sıfır çünkü kimse samimi değil. Beyler, kendinize gelin! Ne oluyoruz? Allah aşkına! Beykozlu huzursuz: Evimden, yerimden, yurdumdan olacağım korkusu sarmış bir biçimde, “ne olacak bizim halimiz?” derken, tedirginlik de had safhada.   

Vatandaşın yerini bırakın alabilmesini, tek taksidini bile ödeyecek durumu yok. Aksi olsaydı, yıllardır bu kâbusu kendilerine yaşatmazlardı. Tabii fısıltıları şimdiden duyuyorum:   “ O kadar yeri niye çevirdiniz? Bizler de çevirmesini bilmiyor muyduk? Tek akıllı siz misiniz?

Evet, haklısınız belki.  Lakin, bu anlamda baktığınızda bu yüzde kaçına tekabül eder? Yüzde bir. Yüzde ikisi de, varsa üç beş dönüm arazisi yarısını satar, yarısıyla da alarak Yasa’dan faydalanır. Paşa paşa da oturur, hiç de mağdur olmaz. Bundan mağdur olacak kesim ise halkın yüzde doksan yedisi.

Gelelim bizim beylerimize! Havanda su dövüyorlar… Vatandaşı üretime katkı adı altında kurulan fabrikalara çağır; o da alsın eline bavulunu,  köyünden Beykoz’a gelsin. Bu gelenleri ülke üretimine katkı olsun diye çalıştırmaya başlat; onlar için ne bir site yap, ne bir konut. Peki nerede Anayasa’nın tanıdığı barınma hakkı?

Vatandaş biriktirmiş üç kuruş para; almış 25 kiremit, 30 tuğla; yapmış iki göz oda; yememiş içmemiş,  kendine yapmış bir yuva… Sonra devlet kalkmış, “sen benim yerimi nasıl işgal edersin?” diyor.  

Sonra “tapu tahsis” adı altında bir yasa çıkarmış ve onlara “siz buralarda oturamazsınız, tapunuzu alacaksınız” demiş. Vatandaş da bunun üzerine tekrar dişinden tırnağından biriktirmiş, tapu tahsis’ini almış. Fakat tam rahat edeceğiz derken, haydeee; sen yeme, içme o dönemin muhalefet partisi koşa koşa git, halkın yararına çıkan yasayı Anayasa Mahkemesi’ne taşı! Peki ne oldu sonuçta? Anayasa Mahkemesi Tapu Tahsis Yasası’nı iptal etti! Haydee… Umutlar suya! Tabii, ödenmiş olan paracıklar da havaya!

Gel zaman, git zaman AK Parti iktidarı 40 yıldır kangren olmuş yaranın “çözümü bizde” dedi; sözünün de eri oldu. Gelgelelim, çıkan sonuç 2B’den umut bekleyen vatandaşı umutsuzluğa düşürdü.  Şimdi kara kara  bu yasa ile ne yapacaklarını düşünüyorlar!

Devlet, tapu tahsisini ödeyen vatandaştan şimdi üçüncü sefer ödeme talep ediyor. El insaf! Bu arada ne mi oldu? Söyleyeyim: O dönemin Anayasa Mahkemesi’ne yasa iptali için koşanlar, bugün de “ bakın sizi buradan kovacaklar; ödeyemeyeceğiniz rakamları sizin önünüze koydular; sizleri dayatma ile yerinizden yurdunuzdan edecekler; buraları  terk etmek zorunda bırakılacaksınız” naraları atıyorlar. Peki, yasa geçerken “evet” oyu veren beyler, bu yasaya neden “ evet” dediniz?  

Hani halkçılık, devletçilik?  Hani halkın alım gücü oranına göre teklif?

Saygılarımla!

Kim suçlu; AK Parti mi? CHP mi?
Bizi Takip Edin