Ağababa ve Şafak Baskını kitapları yazarı Osman Akbaşak Beykoz Vakfı’nda sevenleri ile buluştu.
Milli mücadele tarihinde Beykoz’un büyük bir emeği olduğunu vurgulayan ve bunu iki kitapta birleştiren yazar Osman Akbaşak, imza ve sohbet günü etkinliğin de hem sevenleriyle hem de okurseverlerle Beykoz Vakfı’nda buluştu. Etkinliği, Beykoz Vakfı Tiyatro Başkanı aynı zamanda Osman Akbaşak’ın kardeşi Sinan Akbaşak düzenledi. Beykoz’un okurseverleri tarafından yazara büyük ilgi gösterildi.
Şafak Baskını kitabına sığdıramadıklarımı üçüncü kitabımda anlatmak üzere yola çıkıyorum!
Sevenlerinin kitaplarını imzalarken kısa bir konuşmada yapan Akbaşak, öncelikle Beykoz’ da olmanın heyecanını ve mutluluğunu yaşadığını söyledi ve: Bundan 3 yıl önce Ağababam söz konusu olduğunda sadece bir görev yerine getirmek adına yola çıkmıştım. Bu görevi ailem adına yerine getirmiş bulunuyorum. Anılar, düşünceler toplandı ve aklıma Beykoz ile ilgili bir şeyler yapmak geldi. Konusu Beykoz olan, içinde Beykoz’un sokakları olan kitap bir ya da iki tanedir diye düşündüm. Bu kitapları yazarken birçok arkadaşımın fikirlerinden yararlandım. Herkese çok teşekkür ediyorum. Beykoz’umuza kazandıracağımız daha çok şey vardır diye düşünüyorum. Şimdi ise Şafak Baskını kitabına sığdıramadıklarımı üçüncü kitabımda anlatmak üzere yola çıkıyorum. şeklinde sözlerini kaydetti.
Etkinlik sonrasında yazar Osman Akbaşak’ ın yanına giderek kitapları hakkında ufak bilgilerde edindik. Akbaşak, kitaplarını şöyle anlattı: İlk olarak Ağababa’yı yazmaya niyetlendiğimde 1960 yılında kaybettiğim Ağababamı 49 yıl sonra kaybetmekte olduğumu gördüm ve çok üzüldüm. O istiklal madalyası almış bir köy imamı. Onu yaşatmak için niyetlendim. 1 yıl uğraştım ve sonunda olduğunu gördüm. Ölümünün 50. Yıl dönümünde Cumhuriyet Bayram’ında ve kendi Akbaba köy kahvesinde ilk kitaplarını imzaladım. Bu kitabın okunması, onun yaşamasını sağladı. Sonradan ise yazmayı sevdim. Yalnız yazdığım şeylerin bir anlamı olmalıydı. Beykoz’u çok seviyorum. Beykoz’ a yazdıklarımın bir katkısı olmasını istedim. Beykoz’ un tarihte geçen olaylarını genişletmek istedim. Çeşitli kitaplardan, belgelerden yararlanmayı tercih ettim. 2. kitabımda Beykozlu bir genç kız ile bir subayın arasında geçen aşkı anlattım. Tarihi gerçeklerle kurguyu birleştirdim. Bu kitabım Beykoz 1920, şimdi ise Beykoz 1922’yi yazıyorum. Kendim için ve Beykoz için başarılı olduysam ne mutlu bana. dedi.