Değerli dostlar;
10 Kasım 1983 bir serdengeçti geçip gitti bu sürgün yurdundan.
Allah (cc) rahmeti ile muamele etsin (Âmin) 15-16 yaşlarında ’ bir nesli nasıl mahvettiler” adlı eseriyle tanıdım SERDENGEÇTİ’Yİ ölümün den birkaç yıl sonraydı. Ve abilerimiz vardı dost meclislerinde onun hatıralarını anlatan.
Cezaevi, meclis ve yaşama dair hatıraları. Allah (cc) demenin yasak olduğu zamanlarda Allah(cc) delisi adamdı.
Birkaç gün önce bir yerde okudum Eski Devlet Bakanı Sn. Namık Kemal ZEYBEK merhum Serdengeçti’nin Hz. Ebu zer (ra) meşrepli olduğunu söylemiş, aksi beklenemezdi zaten.
Çocukluğum ve gençlik yıllarım Serdengeçti’yi, Necip Fazılı ,Seyyid Ahmet Arvası yı , Cemil Meriç’i , Nurettin Topçu’yu okumak ve anlamak gibi bir dertle geçti.
Dünya gözüyle bu zat-ı Devletlileri görmedim, ancak tarifsiz bir ünsiyet oluştu ve onlardan çok şey öğrendim.
Fikir dünyamın mimarlarıydı. Bir ateş saldılar yüreğime, yıllar var ki yanıp duruyor. Hazreti Ebu Bekir (ra) gibi Halim,Selim Meşrepli olarak, yaşamaya gayret ediyorum.
Ancak yüreğimin bir yanı Hz.Ebu Zer (ra) gibi isyan ateşiyle yanıyor.
Ayasofya onun yüreğinde kor bir ateşti. ’Ey İslam’ın nuru, Türklüğün gururu Ayasofya!’ diyordu.
Reddetmeyi, terk etmeyi bilendi, kısa bir meclis macerası oldu. Kalemiyle, şiiriyle, mücadelesiyle ardında Hüsnü şahadet eden milyonlar bırakarak, asli vatanına göçüp gitti.
Anadolu Müslüman Türk’ün ağır imtihanıyla savrulurken ,manevi makam olarak değil, tarafgirlik ve mücadele adına tıpkı Hz. Peygamber (as) efendimizin yanında olan ilkler gibi.
Serdengeçtiydi.
Karanlık dünyamızın kandili oldu. Allah(cc) kabrini kandillerle donatsın.(Âmin)
Kula kul olmak için, atılmadık meydana
Biz yalnız Hakikate, Hakka secde ederiz.
Nasıl girmişse, dava sahipleri zindana.
Bilsin ki kahpe zaman, bizde öyle gireriz.
Osman Yüksel SERDENGEÇTİ
Selam sana ve seni seven dostlara