‘Beykoz kendi değerlerine sahip çıkarak geleceğe yürüyor. Değişen ve gelişen şartlara göre kendini yeniliyor ve hak ettiği konuma doğru ilerliyor.
Beykoz bir zamanlar iş kapısı iken, bacasından dumanlar tüterken imkânları çeşitli sebeplerle elinden alınmış ve adeta kaderine terk edilmişti.
Beykoz işsizlik, mülkiyet başta olmak üzere sorunlarıyla çaresizlik ve umutsuzluk içinde kalmıştı. Çünkü dönemin yöneticilerinin Beykoz diye bir derdi yoktu, Beykozlu ise umurlarında değildi zaten. Onlar ülkenin gerçek sahipleri seçkinlerdi, gerisinin de çok önemi yoktu.
Ancak Beykozlunun yüreği vardı ve inancı vardı. Bir şeyler yapacaktı ve başaracaktı. Beykoz yeniden boğazın incisi olacak, iş ve aş kapısı olacaktı. Beykozlu çok sevdiği ilçesinde mutlu ve huzurlu yaşayacaktı.
Bir şeyler yapmalıydı fakat sadece kendi çabasının yetmeyeceğinin de farkındaydı. Dönemin siyasileri çare bizde diyordu; ancak zaman geçiyor değişen bir şeyler yoktu. Kuru vaatlerle avutuluyordu Beykoz ve zaman ilerliyor, şartlar her geçen gün kötüye gidiyordu.
Bir gün bir yiğit çıktı. Ben bu ülkenin yönetimine talibim diyordu. Artık böyle gitmez diyordu. Ülkenin gerçek sahibi millettir ve söz de, karar da milletindir diyordu.
Türkiye güçlü olmalı, büyümeli, öncü ve örnek olmalı diyordu. Ülkesini ve milletini iyi tanıyordu.
Ve zaman geldi, yiğit meydana çıktı. Millet yiğit evladını bağrına bastı. Ona ülkesini yönetme imkânını tanıdı.
Genç Başbakan kolları sıvadı, Bismillah dedi ve ülkesinin her köşesine aşkla, sevdayla ve hasretle koştu, koştu ve koştu
Ülkenin dört bir yanında gelişme, büyüme ve hizmet yarışı devam ediyordu.
Beykozlu onu tanıyor ve seviyordu Belediyesini gözünü kırpmadan O’na ve O’nun ekibine teslim etti.
Çaresizlik heyecana, umutsuzluk ise sevince dönüştü.
Beykoz değişmeye başlamıştı bile. Yerel alanda yapılabilecek hizmetler yapılıyor; yüzlerde gülücükler ve geleceğe olan inanç artıyordu.
Beykozlu sabırlı, azimli ve kararlı olmanın meyvelerini toplamaya başlamıştır Sevgili Beykozlular
Mülkiyet, 2B gibi kronikleşen ve kenara itilen sorunlar artık çözülmeye başlamış ve sona gelinmiştir.
Beykoz artık yatırımcıların ilgisini çekmeye ve yatırımlar için bir cazibe merkezi olmaya başlamıştır. Çalışmaları devam eden üç üniversite, eğitim kampüsleri, Riva, otel ve marina projeleri ile işsizlik sorunu da büyük ölçüde çözülecektir.
Beykoz’da güzel şeyler oluyor
Beykoz kendi değerlerine sahip çıkarak geleceğe yürüyor. Değişen ve gelişen şartlara göre kendini yeniliyor ve hak ettiği konuma doğru ilerliyor.
Sevgili Beykozlular yukarıdaki okuduklarınızı bu satırların yazarı yine Beykoz Güncel‘de Nisan 2011’de Beykoz’da Neler Oluyor? başlığıyla yazmıştı. Geçen zamandan sonra Mayıs ayında bitecek Yavuz Sultan Selim Köprüsü, bir ucu Beykoz’da olacak 3. Tüp Geçit gibi vizyon projeleri göz önüne alarak Beykozumuzun dünü, bugünü ve yarınlarını bir daha gözden geçirelim.
Peki Beykoz bu büyük atılımı yaşarken Beykozlu işin neresinde? Bu konuyu da bir daha ki yazımızda ele almak üzere herkese yeniden merhabalar diyorum.
Selam ve saygılarımla..