Değerli dostlar üç imparatorluğa başkentlik yapmış İstanbul?umuzun en eski yerleşim yerlerinden biri olan Beykoz?umuz ve Beykozlu, bir takım sorunlarla mücadele etmektedir. Sorunları sırasıyla yazmak istemiyorum. Herkesçe malum meseleleri bir başka perspektiften eskilerin deyimiyle (zaviyeden) bakıp değerlendirmek istiyorum.Geçmişte yapılan ve yaşananları tekrar gündeme taşımak niyetinde değilim.
Hz. Mevlana?nın söylediği gibi ?Dün geçti dün gibi, dünün sözü de geçti Bugün yepyeni bir söz söylemek gerek.?
Sorunlar yumağı içinde hiçbir umut kaynağı yok mu? Beykoz kendi içinde dönüşümü sağlayacak enerjiden yoksun mu? Yığınla keyfiyetin yanında, kemmiyetten mi yoksun?
Asla değil?
Beykoz?un tümü için bir swot analizi yapsak inanın güçlü yönlerimiz ve fırsatlarımız ağır basacaktır.İstanbul?un başka ilçeleriyle kıyaslanmayacak derecede umudumuz, enerjimiz, beşeri sermayemiz var. Bütün bunların hayata geçmesi için bir üst ve ortak akla ihtiyaç var. Sokak sokak, cadde cadde, mahalle mahalle birbirimizi ikna etmeye değil anlamaya çalışmalıyız.Bunun için başta STK?lar olmak üzere ferden, cemiyete tüm müesseseler yeniden kendini sorgulamalı.(sıraya çekmeli)
21. yüzyıl Türkiye?sinde STK?lar köy dernekleri statüsünden kurtulup, tabela ve tüzüklerinde belirtildiği gibi sosyal, kültür, yardımlaşma ve dayanışma dernek veya vakıf hüviyetine kavuşmalıdır. Şayet vakıf-dernek başkan ve yöneticileri toplumun dönüşmesinde bizlerin ne gibi etkinliği olur diye düşünebilirler. Genel ve yerel seçimlerde ifade ettikleri nüfuz alanları doğruysa ki doğrudur, toplumun dönüşümünde lokomotif görevini üstlenmeliler.
Beldemizin beşeri sermayesinin etkin kullanıldığını düşünmüyorum. Bu konuda Sayın Kaymakamımız ve Sayın Belediye Başkanımıza görevler düşmektedir. Haddimi aşıp zatallerine görev tevdi etmek gibi bir niyetim yok. Yapmış olduğum tespitlere ve önerilere ileriki yazılarımda değineceğim.
Ülkemiz
Türkiye karar aşamasında önünde iki seçenek var. 1-Misak-i Milli sınırları içinde haps olmuş Türkiye 2-Bölgesinde risk alan lider Türkiye
Bu iki seçenek arasında karar verecek. Kuzey Afrika?da Ortadoğu?daki gelişmeleri dikkatlice incelendiğinde. 19. yüzyılda Osmanlı?nın yıkılışıyla, İngilizlerin kurduğu yeni dünya düzeni ve onun işbirlikçilerinin miadı doluyor. Yeni bir nizam inşa ediliyor. Emperyal güçler yıllardır kurguladıkları senaryoyu uygulamanın mücadelesini veriyor. Artık Türkiye, yazılıp çizinen senaryoların figüranı veya kendi senaryosunun aktörü olacak.
Karar milletin. Haziran seçimleri figüranlık veya aktörlük tercihidir.
Sevgililer sevgilisinin doğum günü
Kainat var oluş sebebini heyecanlı karşıladığı Rebiülevvel ayının 12. pazartesi günü ( 14 Şubat 2011) insanlığın zirvesi (A.S.V.) Efendimiz dünyayı şereflendirdi. Asırlardır hatipler hitabetiyle, katipler kalemiyle onu (A.S.V.) anlatmaya takat yettiremediler. Binlerce selam, binlerce salat ekber ruhuna, Aline sadakatli dostlarına ve gül nesline olsun.
Bu vesileyle kandilinizi kutluyorum.
Cennet mekan Sultan Abdulhamit Han
Ölümünün 93. yılında kendisini rahmetle, minnetle anıyoruz. 21 Eylül 1842?de başlayan hayatı 10 Şubat 1018?de sona erdi. Beylerbeyi Sarayı?nda mangal ateşiyle ısıtılan bir odada son nefesini verdi.
33 yıllık devlet idaresinde çeşitli hadiseler yaşandı. Dostu da çoktu düşmanı da çoktu. Hala dostları da düşmanları da azalmış değil. Biz dostların safındayız, keşke bizi dostluğuna kabul etse.