Halil Sevinç Beykoz'un gurur kaynağı oldu

İstanbul Üsküdar‘da denize düşen engelli vatandaşı buz gibi suya atlayarak kurtaran Halil Sevinç Beykoz'un gurur kaynağı oldu.

Üsküdar İskelesi'nde dün gerçekleşen, bir engelli vatandaşımızın engelli arabasıyla birlikte denize düşmesinin ardından onu.

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

İstanbul Üsküdar‘da denize düşen engelli vatandaşı buz gibi suya atlayarak kurtaran Halil Sevinç Beykoz‘un gurur kaynağı oldu.

Üsküdar İskelesi’nde dün gerçekleşen, bir engelli vatandaşımızın engelli arabasıyla birlikte denize düşmesinin ardından onu kurtarmak için hiç tereddüt etmeden buz gibi denize atlayan Halil Sevinç adlı duyarlı vatandaşımız Beykoz Güncel Haber’e o anki duygularını aktardı.

İstanbul’un Üsküdar ilçesinde dün sabah saatlerinde gerçekleşen olayda, büyük bir insanlık örneği göstererek denize düşen engelli vatandaşımızı dışarıdan yardım istediği halde karşılık bulamayıp tek başına yoğun çabalarla denizin dibinden çıkartan Halil Sevinç, herkese büyük bir insanlık dersi verdi.

Olayın sonrasında iletişime geçtiğimiz duyarlı vatandaşımız Halil Sevinç’in; ‘Bir insan kurtuldu ama insanlık öldü’ cümlesi herhalde her şeyi özetlemeye yeterli.

Bizlerinde ileriye dönük potansiyel bir engelli vatandaşı olacağımızı unutmamamız ve kronikleşen bu duyarsızlık hastalığından toplum olarak bir an önce kurtulmamız gerekiyor.

Beykoz’da doğup büyüyen ve 7 yaşında boğazda yüzmeyi öğrenen, amigo olarak tanınan Beykozlu PayPay’ın da kardeşi olan Halil Sevinç, Beykoz’umuzun gurur kaynağı oldu.

Görüşmelerimiz esnasında sorularımıza mütevazi kişiliğini elden bırakmayarak alçak gönüllükle cevap veren Halil Sevinç, denizden çıktığı zaman orada olayı seyreden kişilere çok şey söylemek istediğini ancak enerjisinin bitmiş olduğundan söyleyemediği her şeyi Beykoz Güncel Haber’e anlattı.

Öncelikle kahramanımızı tanıyabilir miyiz?

Kahraman demeyelim… Ben doğma büyüme Beykozluyum. Beykoz’da genelde herkes beni tanır. Özellikle abimi tanırlar. Beykozlu PayPay yani amigo olarak tanınır. İşte ben onun kardeşiyim. Kemerüstü’nde oturuyorum. Şimdi geçici bir süre Üsküdar’da kalıyorum. Sirkeci’de gözlük atölyem var.

Olay esnasında orada ne yapıyordunuz? Olayı sizden dinleyelim…

Dün sabah akbil doldurmak için büfeye gittim. Normalde Marmaray’ın içindeki akbil makinelerinden kartımı dolduruyordum. Fakat oradaki iki makine bozuk olunca İskele’ye gittim. Tesadüf ya da Allah yönlendirdi diyelim. Büfeye gittim, sonrada birinin denize atladığını veya düştüğünü söylediler. Ben sadece denizde gördüm. Sonra bende atladım. Tekerlikli sandalyesine emniyet kemeri de bağlıydı. Onu açmak için bayağı bir uğraştım. Çıkardık, Allah’ta yardım etti.

İzlediğim kayıtlarda, ‘Bir kişi daha atlasın’ ifadeniz var, fakat buna rağmen kimse atlamıyor…

Evet. Denizin dibinden çıkarmak için 3-4 kere daldım. Orada emniyet kemerini açmak için bayağı bir uğraştım. Artık nefesim bitti. Enerjimde tükendiği için yukarıya da kaldıracak gücüm kalmadı açıkçası. O yüzden bir kişinin daha bana yardım etmesini istedim. Ama kimse de oralı olmadı. Sonra son bir hamleyle yukarı doğru ittirdim. O an için çok fazla bir şey hatırlamıyorum, suyun soğukluğunu bile hissetmedim.

İnsanlar o an çok duyarsız davranmışlar, bir insan düşüyor ve sadece bakmakla yetiniyorlar…

Evet, insanlarımız çok çok duyarsızlar. Aslında o an çıkıp çok şey söylemek istedim ama konuşacak durumda değildim. Oradaki insanların eminim çoğu yazın plajlarda balık gibi yüzen insanlar. Olay tamamen şu: Bir insan kurtuldu ama insanlık öldü. O kalabalıkta denizde 3-4 kişinin olması lazımdı. Neticede denizdeki bir insan, bir can. Avrupa’da bir hayvan denize düştüğü zaman 3-5 kişi birden atlıyor. O kadar kalabalığın arasında bir kişinin atlaması insanlık adına büyük ayıp! Benim gücüm bitmiş, halen yukarı ittir diyorlar. Hatta birisi, ‘Ne yapıyorsun adam ölüyor’ dedi. Çok enteresan.

Size o an atlamama sebepleri ne? Vurdumduymazsızlık mı, korku mu?

Türkiye’nin maalesef genel durumu bu. Türkiye’de bu değerler kayboldu. Şu bir gerçek korku. Deniz soğuk ayrıca çıkartamama gibi bir durumu da var. Bunu normal bir kişide çıkartamayabilirdi. Ben Beykozluyum. 7 yaşından beri Beykoz sahilinde sabah akşam denize giren, iyi de yüzen birisiyim. Beykozlu olmanın verdiği bir şeyde var orada. Boğazda büyümenin verdiği bir cesarette var. Ben küçüklüğümden beri yüzme öğrenmek için tanımadığım adamlara, ‘Abi, sen denizde dur. Ben atlayım’ derdim. Sudan korkmadan atlardım. Korkmuş olabilirler ama sonuçta içlerinde yüzme bilen birçok insan vardı. Denizde para olsa eminim birçok insan atlardı. Ben görür görmez atladım, hiçte tereddüt etmedim. Ben orada atlamasaydım eğer vicdanen çok rahatsız olurdum.

“Çıktığımda çok şey söylemek istedim” dediniz ya topluma, insanlığa söylemek istedikleriniz neler?

Orada bir kişi kurtuldu ama insanlık öldü. Bunun tek açıklaması bu. Oradaki insanların tavrı, yaklaşımı bilmiyorum, çok yazık! Sadece yaşadığım olay için değil, böyle birçok olay oluyor. Aslında böyle şeylerde bir kahraman değil de, bir çoğunluk çıkartmak lazım ortaya. O çoğunluğu ortaya çıkarmak istediğiniz zaman zaten birlik ve beraberlik olur.

Ama toplumda birlik ve beraberlikten çok bu tür olaylarda kahramanlık ön plana çıkıyor…

Evet, kesinlikle öyle. Bu, birlik ve beraberliğimizin olmadığını gösteriyor. Diyorum ya, büyük bir insanlık ayıbı!

Haber: Burcu Çelik

Halil Sevinç Beykoz'un gurur kaynağı oldu
Bizi Takip Edin