Türkiye sinirlerini aşan dünyanın umudu olan cumhurbaşkanımız yapacağını yaptı ve şerefsizlerin beklemediği bir hamleyle Kudüs’ü Filistin devletinin başkenti ilan etti.
Dünya dondu kaldı ve hiç beklemediği bir kararlılık ve güçlü duruşla karşılaştı.
İstanbul’da gerçekleştirilen İslam İşbirliği Teşkilatı toplantısı öncesi Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Mahmut Abbas çok kesin, net ve sert konuştu; Filistin devletinin başkenti işgal altındaki Doğu Kudüs’tür. Bu saatten sonra ne bugün ne de yarın ABD asla arabulucu kabul edilmeyecektir‘
Evet, artık ben karar verdim siz eşek gibi uyarsınız’ dönemi kapandı. Acaba ne değişti de bu kadar güçlü duran devletler topluluğu vardı.
Düşündünüz mü hiç…
Çünkü…
Bu toplantı öncesi ve toplantı sonrası Türkiye’nin koyduğu net tavır vardı…
Ne dediğini bilen…
Ne istediğini söylemekten çekinmeyen…
Yalpalamadan…
Kıvırtmadan…
Ne şiş yansın ne kebap demeden…
Güç elinde olanları kırmayayım, müslüman toplumun gönlünü okşayayım demeden…
Adam gibi mert…
İnancımıza ve ecdadımıza ihanet etmeden…
Çok net ve sert…
Gurur veren…
Bizi onurlandıran…
İslam ülkelerini cesaretlendiren…
Müslüman toplumları heyecanlandıran…
‘Güçlüyüm’ havasındaki vampirin suratına alışkın olmadığı yumruğu vuran…
Sağlam bir duruş…
Mazluma omuz veren…
Güçlü Türkiye vardı…
Mahmut Abbas’ın ABD ve İsrail’e rest çeken konuşmasını yaparken…
Karşısında…
Gözlerini bir an dahi gözlerinden almadan konuştuğu Erdoğan vardı…
Gücü görünce yavşaklar gibi Kıvırtmayan…
Dik duran bir adam…
Ve güçlenmiş…
Taş gibi duran o liderin devleti ve o ülkenin halkı vardı yanında…
İstanbul’da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı Kudüs Zirvesi’nin ardından yapılan ortak açıklamada…
ABD’yi ayaklar altına alan sözleri söyleyen Erdoğan vardı, dimdik ve ne dediğini ve neler yapabileceğini ispatlamış Erdoğan…
Hala dünyanın bir kısmının korkudan, bir kısmının sevgiden, bir kısmının gıpta eden, bir kısmının kıskançlıktan, bir kısmının mertliğinden ve bir kısmının da hainliğine rağmen duruşundan saygı duymak zorunda kaldığı…
Ülkenin başına, lağım ağızlarınızdan sözler mi saçıyorsunuz…
Ezikler…
Ey hainler…
Ey el pençe kapılarda beklemeyi seven ve özleyen sümsükler…
Ey ne idüğü belirsiz kişiliksizler…
Sizin dininiz size…
Bizim dinimiz bize…
Biz dinimizi de çok seviyoruz…
Ülkemizi de…
Ve Cumhurbaşkanımızın bu dik duruşunu da…
Kalın sağlıcakla.
