Güzel geçen bir yılı geride bırakıyoruz…

Herkese göre farklı algılanan bir durumdur zamanın nasıl geçtiği. Kendi adıma söylüyorum; 2016 yılı uzun geçti, yoksa kısa mı geçti net bir şey söyleyememekle birlikte bu yılda hafızama çok iyi…

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Herkese göre farklı algılanan bir durumdur zamanın nasıl geçtiği. Kendi adıma söylüyorum; 2016 yılı uzun geçti, yoksa kısa mı geçti net bir şey söyleyememekle birlikte bu yılda hafızama çok iyi hatıralar, anılar kaydettim. Koca bir yılı geride bırakırken şahsımda öne çıkan, ülkemizdeki birkaç gelişmeyi paylaşmak istedim.

Geçen yıllarda olduğu gibi, 2016 yılının ilk aylarından itibaren; hainler tarafından sivil vatandaşlara ve güvenlik güçlerimize yönelik bombalı saldırılar düzenlenerek yüzlerce vatandaşımızın ve polisimizin ölümüne neden olundu. Millet olarak bu acıların üstesinden gelmeye çalıştık. Hiçbir Ülke ‘den, Ülkemize dişe dokunur bir açıklama gelmedi.

2016 yılında nüfusumuzun 78 milyon 741 bin 53 kişi olduğu açıklandı. Suriye vatandaşları hariç. İnşallah Suriye’de sükûnet sağlanır ve uzun yıllar topraklarından ayrı düşen milyonlarca Suriyeli vatanına geri döner.

4,5 G Hızına yükseldik, Hızlandıkça hızlandık, yerken, içerken, yürürken, uyurken, konuşurken, harcarken, kazanırken velhasıl yaptığımız her şeyde hızlandık ve yılın sonuna geldik. Dileğim hızın teknolojide, gelişimde, başarıda devam etmesi, özgül yaşamımızın ise hayatı pas geçmeyecek hızda devam etmesini ümit ediyorum.

Milli Takımımız, İngiltere Milli takımına tarihinde ilk golünü attı, bunun önemini İngiltere’ye 8-0 yenildiğimiz maçları izleyip 5-0 yenildiğimizde “şükürler olsun az yedik diyen” nesiller iyi bilir.

15 Temmuz’un sıcak bir yaz akşamında eve dönüş yolunda bir arkadaşıma kahve içmeye uğradığımda bana sosyal medyadan gördüklerini anlatıyordu “Tanklar Köprü girişlerini kapamış, Jetler uçuyormuş” ifadelerini duyunca “Güçlü Türk Olgusu” hafızamda bir kez daha pekişmişti. Gururum okşanmıştı. “Anormal bir güvenlik durumu var ve Askerimiz Güvenliği sağlamaya destek veriyor” diye düşünmüştüm. Başka ne olabilirdi? Kısa bir süre sonra eve ulaştım ve direk olarak bütün gün benden yemek ve oyun bekleyen köpeğimiz Mex’le ilgilenmeye başladım. Bahçede Mex’le oynarken bir taraftan telefonumdan sosyal medyayı takip ediyordum. Sosyal Medya’nın “Güvende Olduğunuzu Belirtin” uyarısını görünce şaşırmıştım. Adamlar Amerika’dan doğru güvende olup olmadığımızı soruyor diye düşünmüştüm. Şehrin biraz dışında bir yerde oturduğumuz için olan biteni ancak Sosyal Medya’dan ve haber kanallarından takip edebiliyorduk. Hayatın seyrinde dünden bir farkı yoktu. Sosyal Medya’da paylaşılan birkaç fotoğraf ve farklı kişilerin benzer paylaşımlarını görünce bir şeylerin ters gittiğini düşünerek içeri giderek TV kanalları arasında geçişler yapmaya başladım ve TRT’de Spikere zorla O açıklamayı yaptırttıklarını gördüm.

Ülkemiz 12 Eylül 1980 Darbesini yaşadığında 8 yaşında bir çocuktum. Köyümüzde araba yolu, elektrik, telefon yoktu. Görele’ye 9 km uzaklıkta olan köyümüzden Annem-Babam senede birkaç kez inek dana satmaya giderken beni de yanlarında götürürlerdi. Altı adet büyük boy pille çalışan radyolar sadece haber saatlerinde açılır, Türk Halk Müziği Solo Türküler programı başlamadan pil bitmesin diye radyo kapatılırdı. Oyun yaşlarımızın olduğu bu zamanları bağda-bahçede çalışarak, imeceleri giderek ve haber dinleyerek geçirirdik. Radyo’da Türk Silahlı Kuvvetleri, Türk Askeri ifadelerini duyunca göğsümüz kabarırdı. O yıllarda köyümüzün üzerinden Jet uçakları geçtiğinde havaya el sallar, en büyük asker Türk askeri derdik. Askerimize karşı bu duygu hiçbir zaman değişmedi, değişmeyecek. Bir gün büyüklerin Radyo’nun başında haberleri her zamankilerden daha farklı dinlediklerini fark etmiştim. Radyo’da ki adam “Türk Silahlı Kuvvetleri Yönetime El Koymuştur” diyordu. Çocuk ne anlar; El koymanın ne olduğunu. Bir anlamı yoktu o yıllarda benim için.

36 yıl sonra benzer durumu yaşıyordum. Çocuklara dönerek, yaşamları boyunca olumsuz etkisini yaşayacakları bir sürece şahitlik edeceklerini düşünerek “Ne Kadar Şanslı Çocuklarsınız”, “Bir, Darbe Girişimine Şahitlik Ediyorsunuz” dedim. Büyük Oğlum “Neden Baba dedi” bir açıklama yapmadım. Yaşı küçük olanlar için bir şey ifade etmiyordu.

Tıpkı benim, 12 Eylül Darbesi’nin tarvamasınının o yıllarda farkında olmadığım fakat yaşamımın birçok kesitinde bunu yaşayarak gördüğüm gibi, benim çocuklarımda 15 Temmuz Darbe Girişiminin ne olduğunu yaşayarak öğreneceklerdi.

Bu dönem Kahraman Türk Halkının Ne kadar Vatanperver olduğunu, Kurtuluş Savaşları Ruhunun ne kadar güçlü olduğunu Dünya’ya bir kez daha göstermiş oldu. İşte kimin ne yapmak istediğinden daha çok, Halkımızın bu duruşunu görmek en önemli olandı.

Bu günden sonra neler olacaktı? Elbet de ki millet olarak ülkemize sahip çıkmak tek görevimizdi.

Birkaç gün sonra Ülke genelinde Olağan Üstü Hal ilan edildi. Eski OHAL’leri yaşayanlar için bu çok ürkütücü olabilirdi. Fakat hayatımız normal seyrinde devam etti.

Her kesimden, farklı görüşten, ayrı millet ‘den 5 milyondan fazla kişi İstanbul Yenikapı mitinginde bir araya geldi. Bu anlam yüklü güne şahitlik edebilmek için vapur yolculuğunun ardından 10 km yürüyerek alana ulaşabildim.

Yavuz Sultan Selim Köprüsü ile Asya ile Avrupa’yı üçüncü kez, Avrasya Tüneli ile Asya ile Avrupa’yı dördüncü kez bir birine bağlamanın gururunu milletçe yaşadık.

Propaganda süresince anketlerde hiç şans verilmeyen ABD Başkan adayı Donald Trump Başkan seçildi. Trump’a benzerliği ile dikkat çeken Giresun Köprübaşı Belde Eski Belediye Başkanı Abdullah Topçu güzel bir espri konusu oldu.

Avrupa Parlamentosu, Türkiye’nin Avrupa Birliğine kabulüyle ilgili Üyelik Müzakeresini kaldırdı. Avrupa Birliğine Türkiye’nin kabul edilebileceğini hiçbir zaman düşünememiştim. Avrupa Birliği’nin Türkiye’ye karşı tutumu bildiğim günden beri hiç inandırıcı gelmemişti. Bekleyelim bakalım.

Yine, her şeye zam geldi, döviz kurları yükseldi, Ülkemize gelen yabancı Turist sayısında önemli düşüşler oldu. Döviz girdilerimiz azaldı.

Adana’da kız öğrenci yurdunda çıkan yangında öğrenciler yanarak hayatını kaybetti, sorumlu kim bilemedik. Üzüldük. Sosyal medyada siyah kurdele resimleri paylaşıldı. Beğendik.

Rusya’nın Türkiye Büyükelçisi Andrey Karlov’a Ankara’da bir sergide konuşma yaparken suikast düzenlendi, Rusya’dan özel bir heyet araştırma ve soruşturma için Ülkemize geldi. Rusya ile ilişkilerimizin tekrar bozulmamasını temenni ediyorz.

Batı Karadeniz’i, İç Anadolu’ya bağlayacak olan Ilgaz Dağı Tüneli açıldı, aklıma ilkokulda öğrendiğim tek şarkı olan “Ilgaz Anadolu’nun Bir Dağı’dır” türküsünü getirdi. Tünelin açıldığı günü bu türkü’yle takıntılı geçirdim.

Daha Güzel geçeceğini ümit ettiğim yeni bir takvim yılına merhabalar olsun…

Sevgiyle ve Dostça kalınız…

Güzel geçen bir yılı geride bırakıyoruz…
Bizi Takip Edin