Biraz Gündem'den… Biraz Beykoz'dan…

Son günlerde, EVET, HAYIR nüfusun bir kısmını hedefe kilitlemiş durumda. Bir kısım vatandaş hele 16 Nisan bir gelsin bakalım diyor. Niyetini baştan belli edenler sosyal medya hesaplarında profil resimlerini EVET…

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Son günlerde, EVET, HAYIR nüfusun bir kısmını hedefe kilitlemiş durumda. Bir kısım vatandaş hele 16 Nisan bir gelsin bakalım diyor. Niyetini baştan belli edenler sosyal medya hesaplarında profil resimlerini EVET veya HAYIR yaptılar.

Ümit ediyorum ki herkes ne yapıyorsa, yaptığını biliyordur. Önemli olan kişinin kendisine göre doğru olanı yapmasıdır…. Ümit ediyorum.

Nüfusun önemli bir kısmı ise Dünya yansa, bir bağ samanım yanmaz modundalar.

Adı referandum olsa da gündemde bir seçim var. Bu seçim iki şıklı. Bilerek yâda bilmeyerek hangisine mührü basarsan birileri doğru kabul ediyor. Nereye basacağını bilmeyenler veya karar veremeyenler endişelenmesin. Bu seçimde iki seçeneğe ‘de not veriyorlar…

***

Suriyeli genç kardeşlerimiz ise İstanbul’un sosyete adayı mekânlarında nargilelerini tüttürmeye devam ediyor. Atalarımız onların yaşında iken memleketini korumak için cepheden cepheye koşuyorlardı. Cepheye gitme yaşı on beşe kadar düşmüştü. “Hey On beşli, On Beşli” türküsü ‘de o zamanlar yazılmıştı.

Geçtiğimiz hafta sonu iki milyondan fazla genç üniversiteye girme yolunda YGS’de ter döktü. İnşallah hepsi umduğunu bulur. Ancak çok önemli bir kısmı Önemli Üniversitelerde okuyan Suriyeli Gençler kadar şanslı olamayacaklarını söyleyebilirim… Olsun, kardeşlik yaşıyor.

Ülkemizde ki Üniversitelerde okuyan yabancı uyruklu öğrenciler (Suriyeli veya başka ülke fark etmez) eğitimlerini tamamlayıp bu Ülke’ den ayrıldıklarında Ülkemizin birer fahri temsilcisi olacaklarını da göz ardı etmemek gerekiyor…

***

Kitapçılarda ki kitap rafları’ da gündeme göre şekilleniyor haliyle, her yerde olduğu gibi buralarda da kampanya var. Manavda ki mevsimlik sebzeler gibi almadan edemiyor insan. Yine de okuyabileceğin kadarıyla almakta fayda var. Kapağına aldanmamak gerekiyor. Kabak çıkan karpuz gibi olabiliyor.

***

Bahar ayları yaklaşmaya başladı. Bahçe bakım bekliyor. Şöyle bir el atayım dedim. Nede göreyim üç hafta önce ektiğim Hollanda lale soğanları yapraklarını açmaya başlamışlar. Elimde çapa şöyle bir durdum başlarında. Şimdi sizleri sökeyim mi dedim. Sökmedim. Çünkü bu işin daha baharı’ da var…

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanımızı Hollanda Polisi tarafından Türkiye Büyük Elçiliğine girmesine izin vermediği akşam gecenin geç saatlerine kadar ekran başındaydım. Kabul edilebilir ve tarif edilebilir bir tarafı yoktu. AB’nin, İnsan Haklarının, Diplomasinin tüm evreleri tükenmiş yapılacak tek şeyin ülkesini dış tehlikelerden korumak olan bir polis/devlet durumu hâsıl olmuştu. Hollanda hükümetine bunu yakıştırmak mümkün değildi. Ama görüyoruz ki her şey yakıştırılabilir. Birkaç gün önce, Çanakkale Savaşında ki müttefikimiz Almanya benzerini yapmadı mı? Her şeyi iyi analiz etmek gerekiyor. Bizde ülke olarak kendimizi değerlendirmemiz gerekiyor. Hemen hemen seyahat etmediğim Avrupa Ülkesi yok. Her seyahat sonrası döndüğümde ve konu açıldığında Türkiye’yi elli yıl daha geçse AB’ye almazlar, almayacaklar diye. Sonuç şu, dış politikamızı ve Avrupa’da gözden geçirmeliyiz… Neyse ki Başbakanımız, Hollanda Başbakanının Özür dilediğini, yemeğe davet ettiğini söyledi. Biraz rahatladık. Bundan sonraki diplomasinin işi artık..

***

Yine geçtiğimiz pazar günü Beykoz Vakfı’nın Genel Kurulu yapıldı. Yönetim değişti. Vakfın yeni Yönetimi bir iki kişi hariç Beykoz Belediyesi çalışanlarından ve Belediye ile yakın bağı olan Beykozlulardan müteşekkil oldu. Bu gelişmeye, uzun yıllardan beri Vakfın Başkanı’nın değişmediği yönünden baktığımızda, bu durumu iyi ve olumlu olarak değerlendirebiliriz. Ayrıca, Vakfın yeni Başkanı’nın, Beykoz’un İlk Belediye Başkanı Ali Zengin’in olması ise çok isabetli oldu. Vakfın yeni yöneticilerin çok büyük bir kısmının Beykoz Belediyesi Yöneticisi olması bu değişimdeki olumlu diyebileceğimiz durum değil. Daha genel ve kapsayıcı bir yönetim olabilirdi. Yine de iyi oldu. Ayrıca uzun yıllar Vakfın Başkanlığı’nı yapan Şaban Tören ‘e de teşekkür etmek gerekiyor.

Darısı, Beykoz 1908’in başına diyelim…

Belediye şöyle birde, Beykoz1908’e el atsa nasıl olur. Aslında fena olmaz değil mi? Zeki Aksu’ sanırım Şaban Tören’den bu konuda küçük bir danışmanlık alacaktır. Zeki Başkan bu sıralarda biraz yalnız kalıyor. Bu arada Beykoz1908 futbol takımımıza başarılar diliyorum.

Saygıyla ve Dostla Kalınız…

Biraz Gündem'den… Biraz Beykoz'dan…
Bizi Takip Edin